Hepimiz bir gün, ölümün o ışıltılı sokağından geçeceğiz
Ve gerimizde bir şehir kalacak, bir ülke;
Bir ülke ki harabe binaların ruhlarıyla dolu.
Hepimiz bir gün yitip gideceğiz, ardımızda bin-bir kalp kırığı,
Çözümlenmemiş davalarımız, kavgalarımız ve doğrularımız,
Bir kışın,
uzun bir gecesi
ve koynunda yokluğun.
Biliyorum,
bir şeyler eksik buralarda,
odamda yankılanmıyor soluğun.
Dünyanın en güzel kıyısıdır
Sevginin kıyısı;
Ötesi kanla bulanmış topraklardır.
Yarısındayım dünyanın,
Ölümle yaşam kol-kola.
Çoğu geçmiş azı kalmış zamanın,
Bitip tükenmeyen bu yokuşta.
Kırlangıçlar ihtiyarlamış haberimsiz,
Biziz o çekiç ile örs arasına sıkışmış
Törpülenen bir ömrün son baharında
Renk desen kuşaklardan gök kuşağı
Ama matem zinhar yalan değil
Toprakça iğdiş edilmiş o damlalarız
Düş gözlerime ey düş,
Bu özlem e vefa
Can'a cefadır.
Canan bir nefes kadar yakın
Lakin bu eza aşka mı vefadır?
Düş toprağımın esmerliğine
Duyamaz olduğumuz vakit göğün gürültüsünü
Rüzgarın kıvrılarak kulağa esen tınısını
Bir sela ile anımsayacaklar bizi
Neye inandığımızı, neyi sevdiğimizi
Neye gücendiğimizi ve kırıldığımızı bilmeden
Bizden geriye bir hiç kalacak
Dışarıda yağmur var
Ve bir baykuş ötüyor
Ben seni düşünüyorum
Aklımın her haliyle
Aşk düşünülesi değil, yaşanılası bir şeydir;
Öyledir ki gidilesi değil ve gelinesi,
Hep kalınası bir şeydir;
Kalmak demenin olmadığı şeydir.
İki direk arasına çekilmiş ipin gerginliğinde,
Gelmezler Efendim
Gel desen de gelmezler efendim,
Özletirler illa aşk zoruyla.
Lütfedip şeref vermezler efendim,
Zehirlerler illa sigara dumanıyla.
Bilirler efendim hem de çok iyi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!