Gitmeli benden,
Düşünmeden,
Durmadan,
Gitmeli benden.
Bilirim nereye,
Bir sana gitmeli.
Gitmeliyim kendimden
Ve terketmeliyim sokaklarımı.
Uzaklaşırken bedenimden
Aşındırmalı ayaklarım kaldırımları...
Gitmeliyim bu gök yüzünden,
Bir çocuk ağlıyorsa sokakta ve bir dilencinin yanıyorsa canı,
Kesilmiş bacağının kopmuş yerinden sancıya sancıya;
Saç tellerin savrulmamıştır daha rüzgarda ondan.
Şemsiyen yağmur yememiştir mevsim ne olursa olsun.
Parsellenmiş bir dünya üzerinde yaşıyorken, parselsiz bir şekilde,
Deniz dudaklı, gök gözlü bir çocuk doğuyor senden gecelere,
Ellerimde gülüşüyor geceye düşen mutluluklarda yüzerken.
Bahar tenli, yaz gülüşlü bir velet up-uzun saçlarıyla gözlerimde,
Oynaşıyor durmadan bir ay serpiyor karanlığa sesinde.
Zaman geçiyor görüyorsun
Sabah vaktinde kuşlar sesleniyor
Ve gün bir yağmurla bile olsa şenleniyor
Bizim rengimiz ne olursa olsun
Uyku vaktine damıtılmış bütün katıksız sessizlikler
Bir ben miyim böylesine tutuşan
Yok mu uzaklarda bir kulak
Yankılanan şu sesimi
Dağlardan seke seke kendisine çarpan
Bıraktım bütün kanatlarımı
Bacakların uzamalı iki yandan gövdemin,
Aşk fısıltıları geceyi ısıtmalı.
Gözlerin,
Evet evet gözlerin,
Gözlerimin içinde inlemeli.
Saçların düşmeli
Ben boşuna demiyorum hadi cennet için gel diye,
Tanrılık değil midir cennet ve cehennemi vermek?
Sana bakmadan nasıl gidilir ki o cennete,
Gözlerine bakmadan nasıl gidilir o cennete?
Yolunu kaybetmiş bir yolcu olup kalmak işte
Gece karanlığında sanki sürgün, sanki cehennem;
Bütün çabamız değil mi kirlenmemek adına;
Bütün bu duvarlarını ördüğümüz sanrılarla.
Ruhumuzu nereye koysak bilemedim beyaz kalsın diye
Ya da hangi su'yla yıkasak, artık, gece yarısını geçmişken
Bir bal kabağı rüzgarında özümüze mü dönüyoruz acaba
Büyüdükçe ve büyüdükçe zaman aktarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!