Recep Akıl Şiirleri - Şair Recep Akıl

Recep Akıl



zil sesleri duyar gibiyim
çın çın kulaklarım
bir yerlerde birileri
beni anıyormuş gibi

Devamını Oku
Recep Akıl

Her insan içinde birikenleri dışa vurmak istemiştir, zaman zaman. Söylemek isteyip de söyleyemediklerini bir yerlere karalamak isteğiyle eline kalemi kâğıdı almıştır hayatının bazı dönemlerinde.

Ya ilk gençliğinde bir aşk şiiri olmuştur bu sevgiliye yazılan, ya bir gurbet, ya hasret… Ya da ne bileyim bir ayrılık şiiri…

Kimi zaman da bu yazılanlar şiir değil düz yazı olmuştur ama her ikisinde de niyet aynıdır: Yüreğinde birikenleri dışa vurmak, boşalmak.

Devamını Oku
Recep Akıl


Herkes bir şekilde ama dini, ama milli, ama siyasi bir takım anlayışlar çerçevesinde taraftır. Hayatın gerçekleri içinde bu durum çok doğaldır. "Taraf değilim' demek, ben bu dünyada yaşamıyorum," demekle eşdeğer bir durumdur ki böylesi bir söylem gülünç olmaktan da çok abestir.

Her toplum ister istemez değişik sınıf ve katmanlardan oluştuğu için bu gurupların her biri kendi yaşam tarzına paralel bir dünya görüşü, algılaması ve yorumu geliştirir ve buna uygun bir yaşam tarzı oluşturur. Bir toplum içindeki bu çeşitlilik ve farklı yapılanmalar, ister istemez kendilerini ifade eden fikir ve düşünce prensiplerini de kendisiyle birlikte getirir.

Değişik yaşam tarzlarının bir arada bulunması toplumları doğaldır ki bir takım anlaşmazlıklara, sürtüşmelere ve hatta çatışmalara kadar varan sorunlarla karşı karşıya bırakır. Öyle ki bu anlaşmazlıkların çıktığı toplumların bazıları ayrılma, ayrışma noktasına kadar gidebilir. Geçmişte de günümüzde de buna pek çok örnek bulmak mümkündür.

Devamını Oku
Recep Akıl

“Yüz yılın yardım hareketi” sloganıyla yola çıkmışlardı. Nerede bir muhtaç varsa (yurt içinde yurt dışında) onlar da oradaydılar. Türkiye’nin yardım sever halkının bağışlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorlardı. İhlâsla çalıştıkça da halkımızın teveccühü katlanarak büyüdü sınırlarımızı aşıp Avrupa’ya kadar ulaştı. Aynı adla Almanya’da da bir benzeri kuruldu aralarında organik bir bağ var mıydı, yok muydu? Bilmiyorum, zaten bu yazının konusu da bu değil.

Deniz Feneri Derneği… Çoğunuz daha yazının başlığından bu dernekten söz edildiğini hemen anlamışsınızdır eminim. Şimdi bu derneğin adı bile kalmadı ortalıklarda. Sadece arada bir yargılamanın sürdüğüne dair küçük haberler görüyoruz gazetelerde ve televizyon ekranlarında hepsi o kadar.

Kim bilir hangi mahfillerde kurgulanıp çerçevesi çizilen bir büyük tuzak, kurgulayıcıları tarafından fırsatını buldukları anda kuruldu ve Almanya’da bir işbirlikçi savcı ve dahi bir mahkeme heyetinden oluşan göstermelik bir yargılama ile de kamuoyunun önüne koyuldu. Ne yazık ki bu fırsat bu mahfillere yine bu dernekte görev yapan bazı çıkarcı tamahkârlar eliyle verildi.

Devamını Oku
Recep Akıl

Epey bir zamandır moda oldu, cenazeleri alkışlamak, bir de ağıt adı altında bir takım bağırtılarla ortalığı velveleye vermek.

Gerçi cenaze ardından bağırıp, çağırıp ağıt yakmak (ağlamak gözyaşı döküp üzülmek demiyorum) eskiden beri yapıla gelen yerel bazda bir takım cahiliye adetleriydi ama ne var ki son zamanlarda bazı dizilerin bilerek ya da bilmeyerek öne çıkartmış olduğu bu gibi İslam dışı adetler artık her yerde daha çok görülür olmaya başladı.

Oysa biz Müslümanlar cenazelerimizi marş gibi, alkış gibi, ağıt vb. gibi bir takım İslam dışı adetlerle bu dünyadan uğurlamayız.

Devamını Oku
Recep Akıl

Her insan için hayatının belli dönemlerinde değer verdiği bir şeyler illa ki vardır. Bunların ne kadar değeli oldukları kişinin kendi kişisel ölçüleri içinde ifadesini bulur.

Değer verdiğimiz şeyler bizim için ne kadar değerlidir? Hep öyle miydiler ve öyle mi kalacaklardır?

İnsanın bu ve benzeri sorulara mutlaka bir cevabı olmalıdır ama değer verdiği şeylerin bir gün elinden çıkıp gideceğinin bilinci ve tevekkülü içinde olmasının gerekliliğini de bilmek zorundadır.

Devamını Oku
Recep Akıl

*- Dost insan hayatının en önemli enstrümanlarından biridir. Ne kadar çok dostu varsa insanın o kadar zengindir.

*- Dostunu kaybetmek istemiyorsan eğer, onu sınamamalısın. Çünkü sınandığını düşünen dost güven kaybeder.

*- Dostundan olmak istemiyorsan maddi ya da manevi ondan hiçbir şey istememelisin. Çünkü bu isteği yerine getirebilmek için yeterli bir imkâna sahip olmayabilir veya böyle bir isteği yoktur. Her iki halde de karşında zor durumda kalır ki insanlar sevdiklerinin karşısında zor durumda kalmaktan hoşlanmazlar. Dost dostun her halinden haberdardır nasılsa ve istiyorsa dostuna yardım edebilir.

Devamını Oku
Recep Akıl

Sana adım atılmasını beklemeden önce sen bir adım atıver. Bu şekilde davranmak muhatabına değer verdiğini gösterir. “Bana bir adım gelene ben on adım giderim,” diye buyurmuş yüce Yaratan.

İlk adımı atmak insanın karşındakini önemsemesi demektir. Kendinden daha bilge, daha ulu görmesi demektir. Kişinin bu şekilde davranması aslında bir bakıma kendi değerini de ortaya koyuyor olması demektir.

Öte yandan ilk adımı atmak ihtimaldir ki olumlu reaksiyonlara sebep olmak gibi bir şansa sahiptir. Dönmüyor olması bile kişiye hiçbir şey kaybettirmez. Bilakis kendi kuruntu ve endişelerinden kurtulmuş olacağı için bir tür vicdani rahatlamaya bile sebep olur.

Devamını Oku
Recep Akıl

İnanmak (iman) kişisel bir karardır. İnsan bu kararı verirken elbette kendi iradesini kullanır ve karşılığının ne olup olmayacağını da başından kabullenmiş olur. Bu doğrultuda da hayatını düzenler ve sürdürür. Bu onun en doğal hakkı olmak gerekir.

Yalnız bir şeyi gözden kaçırmamak lazımdır ki kişi kendi inancına (ya da inançsızlığına) saygı istiyorsa en az onun da karşı tarafa aynı saygıyı göstermek gibi bir ahlâki zorunluluğu vardır.

Bunun aksine bir davranış, kişisel yozlaşmayla birlikte ahlâki bir çözülmeyi ve çürümeyi de beraberinde getirir.

Devamını Oku
Recep Akıl

Düşünmek insana özgü bir şeydir.

Zaten düşünebildiği içindir ki insan diğer yaratılmışlardan ayrıcalıklı bir yere sahiptir.

Bu yüzden düşüncesizce hareket etme lüksüne sahip değildir, olmamalıdır.

Devamını Oku