Recep Akıl Şiirleri - Şair Recep Akıl

Recep Akıl

İnsanoğlu yaradılışı gereği her zaman ve her durumda kazanma isteği ile hareket eder.

Başkaları karşısında başarılı olmak kişiye bir tür doyum yaşattığından olsa gerek rekabetçi yanını sürekli ön planda tutar ve fırsat bulduğu her an bu yanını kullanarak hedefine varmayı arzular.

Öte yandan insanın bu kazanma arzusu bireysel, dolayısıyla da toplumsal gelişimin asıl dinamiğini oluşturur.

Devamını Oku
Recep Akıl

Sonbahar, hüznün simgesi...

Ne kadar genç olursa olsun, sonbahar bir sona varıyor olmanın öyküsünü anlatır, bir bakıma insana.

Onun nereden gelip nereye gittiğinin hüzünlü öyküsünü.

Devamını Oku
Recep Akıl

İnsanoğlu uzun bir yürüyüş içindedir ve çeşitli menzilleri geçerek çok önceden belirlenmiş olan bir hedefe doğru durmaksızın ilerler.

Hedefi nedir? Nereye doğru gitmektedir? Varacağı hedef ne kadar gerçektir? Kazancı ne olacaktır?

Buna karşılık kaybedeceği nedir? Kayıplarını kazançlarından çıkardığında elinde kalanlar o son noktada kendisine nasıl bir fayda sağlayacaktır, sağlayacak mıdır?

Devamını Oku
Recep Akıl

Hayatım boyunca hiç fakir hissetmedim kendimi. Gerçi hiçbir zaman yeterince paraya, mala, mülke sahip olmadım ama bunu da kendime hiç dert edinmedim.

Parasızlık geçici bir durumdur. Rabbimiz dilerse bu durumu ortadan kaldırabilir. Veren Allah’tır, dilediğine verir. Onun tasarrufunda olan bir şey için kendimi niçin üzeyim?

Fakir olmak çok başka bir şeydir. Karun kadar zengin olsa da insan, ne yazar, Rabbinin rızasını kazanamadıktan sonra?

Devamını Oku
Recep Akıl

bırak beni yanayım
gözlerinde donayım
azıcık merhamet et
hayatına dolayım

_________/

Devamını Oku
Recep Akıl

Dinimizde halkımızın ”Kandil” olarak bildiği bazı geceler vardır ki bu gecelerde Müslümanlar bir araya gelerek birlikte dua ve ibadet edip güzel zamanlar geçirir. Küçükler büyükleri ziyaret ederek hal hatır sorar, gönül alır. Uzakta olanlara iletişim araçlarıyla ulaşılıp selam gönderilir, selâm alınır.

Bu sebeple ortaya bir samimiyet ve bundan doğan sevgi ve dayanışma ruhu çıkar. Ve elbette doğal olarak insanlar birbirleriyle kaynaşır, duygudaşlık kurar, birlikte olmanın tadını çıkarırlar.

İsteyenler bu gibi geceleri vesile kılarak rutin olarak yaptıkları ibadetleri çoğaltır, bu güzel ve mübarek gecelerin hürmetine Cenab-ı Allah’a (c.c.) dua ve niyazda bulunarak işlemiş oldukları günahlarına tövbe edip af ve mağfiret dilerler.

Devamını Oku
Recep Akıl

Zaman zaman kişiler ya da toplumlar arasında bazı nedenlerden dolayı bir takım anlaşmazlıklar ortaya çıkar. Eğer bu anlaşmazlıklara yerinde ve zamanında müdahale edilip çözüm bulunamazsa sorun büyür ve giderek kaotik bir ortamın meydana gelmesi kaçınılmaz olur.

Çoğu zaman (daha çok toplumsal olanlarda) çeşitli nedenleri olmakla birlikte genellikle birilerine avantaj ya da çıkar sağlamak için bilinçli ve kontrollü olarak çıkartılır bu anlaşmazlıklar. Ve elbette çözümleri de anlaşmazlıkları ortaya çıkartanlar tarafından önerilir ya da bulunurlar. Çünkü aksi bir durum çıkar sağlamak isteyenin büyük bir ihtimalle aleyhine olur.

İşte tam da bu yüzden kişisel değil ama toplumsal anlaşmazlıkları analiz ederken bu gerçeği göz önünde bulundurmak gerekir.

Devamını Oku
Recep Akıl

İsteriz ki çalışıp çabalayarak emek verdiğimiz ve ortaya koymuş olduğumuz şeyler mükemmel olsun. Ama bu ne kadar mümkün olabilir? Hem zaten bu, neden bu kadar önemlidir?

İnsanın ortaya koyacağı hiçbir şey kusursuz olamaz. Kendisine göre mükemmel olsa bile bir başkasının gözünde mutlaka kusurlu olarak görülebilir.

İnsan yaptıklarının kusursuz olmasını elbette isteyebilir, istemelidir de. Çünkü bu istek ona azim kazandırıp işine daha iyi odaklanmasını ve işini daha iyi yapmasını sağlar.

Devamını Oku
Recep Akıl

Niyet, Arapça kökenli bir kelime olup, bir şeyi önceden isteyip düşünme, maksat anlamına gelir. Her şeyin özü ve başıdır, adeta yapılan her işin ruhu gibidir.

Bir iş yapanın niyetine göre değer kazanır.

Hazreti Peygamber “Ameller niyetlere göredir. Her kişi için niyet ettiğinin karşılığı vardır,” diye buyurmuştur.

Devamını Oku
Recep Akıl


Evin oğlu evli bir kadını kaçırır, evin büyük kızı eski sevgilisi ile tekrar karşılaşınca evliliğini ve çocuğunu ikinci plana atar, iş boşanmaya kadar varır. Evin küçük kızı evlendiği adamın abisine âşık olur onula gayri meşru bir ilişkiye girer ve hamile kalır. Baba boşandığı karısı bir başkasıyla evlendi diye karısının evlendiği adamı vurur öldürür. Kendisi de zaten bir başkasıyla evlidir evli olduğu kadın da onu patronuyla aldatır.

Ne hikâye değil mi ama. Televizyon kanallarından birinde yayınlanan bir dizinin hikâyesidir bu yukarıda anlatılanlar, tıpkı benzerlerinde olduğu gibi.

Şimdi elde mikrofon dışarı çıksak ve “Bu dizileri onaylıyor musunuz?” diye gelip geçene rastgele sorsak eminim ki büyük bir çoğunlukla “hayır“ cevabı alırız.

Devamını Oku