gün olur zaman biter
gün olur eğilir başlar
gün olur kimse kalmaz
sen ve Allah'tan başka
gün uzar gölge büyür
Güzel düşünürsen güzel söylersin. Güzel söyleyenin dilinde söz tatlılaşır sevgi doğurur.
Ve sevgi, kişinin, hayatın ona getirmiş olduğu zorluklara daha kolay katlanabilmesini sağlar.
Bu nedenle güzel düşünmeyi ve bundan elde edilmiş güzellikleri hayata yansıtmayı ilke edinmiş kişi yüce gönüllü olur.
Âdem aleyhisselâm Şeytan tarafından kandırılan Havva validemizin telkinlerine kanıp kendisine yasaklanmış olan meyveyi yiyerek Allah’ın (c.c.) emrine karşı gelmemiş olsaydı Havva validemizle birlikte Cennet’ten çıkartılıp Dünya’ya gönderilmeyeceklerdi.
Ve tabi bu durumda sonsuz bir hayatı Cenabı Hakk’ın (c.c.) onlara lütfetmiş olduğu şekilde yaşayıp gidecekler ama nasıl büyük bir nimete kavuşturulduklarının idrakine de asla varamayacaklardı.
Ne zaman ki işlemiş oldukları günah sebebiyle Dünya’ya gönderildiler, işte o zaman ne kaybettiklerini anlayıp, idrak ettiler ama iş işten geçmişti.
gün düşer zambakların üstüne
ve ben
hâlâ sana hasretim
etme gel
gün düşer ömür biter
hayalin gözlerimde şimdi
dondu beni izliyor
o eski pikaptaki plak
senin şarkını söylüyor
ne çabuk geçti zaman
bu yorgun bezgin ruhum ağır ağır ölüyor
Ezan sesi ikindi olduğunu haber veriyordu. Bu da artık yavaş yavaş evlere doğru dağılma zamanının gelmesi demekti. En azından kendilerini bir göstermeliydiler ki evdekiler merak etmesinler.
“Ben eve gidiyorum” diyerek oyundan ayrıldı Koşarak eve doğru yöneldi. Bir solukta evinin sokağa açılan bahçe kapısına vardı.
Bahçesinde ve içinde oyun oynadıkları, kendi aralarında ona “bozuk ev” dedikleri metruk bina ile evlerinin arası elli altmış metre ya vardı ya yoktu. Bahçe kapısından içeri girdi. Annesi evde değildi. İki kardeşi bahçede ağaçların altında oynuyordu. En ufak kardeşi de içeride beşiğinde olmalıydı.
Satrançta bilindiği gibi çeşitli taşlar, bu taşların her birinin de tahta üzerinde belli bir değeri vardır.
Oyun ilerledikçe ve zamanı geldiğinde bu taşlardan birini feda etmek gerektiğinde işlem gerektiğinde en değersiz olandan başlar.
Oyunun yazılı olmayan en basit kuralıdır bu. Aslında kuraldan çok bir görüş, bir tercihtir.
Sevgi kelimesi insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu olarak tanımlanıyor.
Buna rağmen sevgi hangi şekilde ve nasıl tanımlanırsa tanımlansın ‘sevmek’ eylemini her hangi bir nedene dayandırmak doğru değildir. Çünkü sevmek için sebep aramak demek şart koşmak demektir.
Sevmek eyleminin içinde hesap kitap yoktur, olmamalıdır. İşin içine hesap girdiği an sevgi denilen şey bütün anlamını kaybediyor. Sevgi koşulsuz olmalıdır ve sevmek için her hangi bir neden aranmamalıdır.
“Ben uzaklara gitsem ne yapardın?” Dedi genç kız.
“Nereye?” Diye sordu delikanlı, biraz şaşkın. Sahilde yürüyorlardı, el eleydiler. Belli ki sevgiliydiler.
“Uzaklara,” dedi kız
Vicdan mevhumu insanın yaratılış özelliklerinden birisidir. Böyle olduğu içindir ki insanoğlu çevresinde olan bitene istese de duyarsız kalamaz.
Kalıyorsa eğer en azından kendisine olan saygısını yitirmemek için nefsini iyi bir sorgulamalı ve hesaba çekmelidir.
Bunu bile yapmıyor, yapamıyorsa ona zaten insan demek için hiçbir sebep de kalmamış demektir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!