Bir hikâye okudum bu gece. Hikâyede ‘kimi zaman kişi bir istiridye gibi içindeki sevgiyi büyütür büyütür ve sevdiğini dünyanın en güzel inci tanesi yapar, karşısındaki kişi ise bir yılan gibi karasevdanın zehrini sunar kendini o sevene. Ve kendini en çok sevdirdiği anda da bir dürr-i yektagibi bırakır sevdiğini ve ona kucak açmış bir başka istiridyeye gidermiş. Onuda bir kara sevdaya düşürmek zehrini ona da akıtmak üzere…’
Peki, benim sevdadan yana üzerime düşen ne. Onca acılardan gülerek geçtiğim zamanlarım, yüreğimdeki derince yaralarım, cehennem yangınlarım… Sevdanın bana bu hoyratlığı niye…
Neden yaşamın her şeridinde hep zoru seçişim. Neden sevdayı ruha bu kadar sindirip böylesi ızdırap çekişim. Neden gözlerime acının rengini verişim. Neden hiçbir zaman inci tanesi gibi hissedemeyişim.
Keserdim dillerimi
cevap ver sevgili
Yoluna istifa ettiğim ömrümün iadesi var mıdır sende
Yine vakitler akşamlara dayandı. Yine tutuştu kıvılcımlarım ulu ateşlerde. Burnumda barut kokusu, eski evlerin mahalle aralarında kaybolmuş gibiyim. Islak gökyüzünden emanet damlalar yanaklarımda, yüreğimde neolduğunu bilmediğim bir his ve en iyi bildiğim gerçeğim; seni hissettikçe güçleniyor gibiyim.
Yüksek ağaç tepelerinde yaşayan bir kuşsun sen. Göğü ve yeri görebilen ve iki sinede aynı mesafede uzak. İnsanların içinde ama birçoğundan farklı, olabildiğine derin ve anlamlı. Gök ile bağlantınsa, efsunlu değilsin lakin varlığın biraz esrarlı.
Sevdiğim…
Gönlüne meyil verdiğim. Günlerimi adıyla eskittiğim, uzun çok uzun zamanlardır varlığın ağnımın manası.
Adın deldi umutsuzluğun sarmaladığı gönül yasımı…
Sen nice yıllar gerimde bıraktığım sandığım. Hep yanımdaymışsın. Derelerden,dağlardan aşıp gelen kokun burnumun ucunda. Sen nice zamanlar önce kaybettiğim sandığım,kaybolmayanımmışsın. Yıllar sonra tek bir merhabanla özlem,özlem gözümden süzülen yaşların adı.Sensırtımı hiç düşünmeden yaslayacağım canımmışsın.
Tüm gençlik hatıralarımın içinde,sevgimle,kavgamla,öfkemle hiç gocunmadan beni sırtlayan çocukluk arkadaşımsın.Sen aynı karında yatmadığım kardeşim,sırdaşım,sorgusuz güvendiğim,adın gibi can olan canımsın.
Yıllar sonra tekrar öyle bir yerinde girdin ki ömrüme,sanki bilirmiş gibi bilinmediklerimi.
Bir yanım baba ocağı bir yanım hala yar yanı. Hazin vedaların baş dönmeleri, alıştığım her şeyin üzerimdeki izi ve ne adına olduğunu bilmeden ödediğim bedellerin ruhumdaki sessiz çilesi.
Ömrümden hiç durmadan uzaklaşan güzellikler, adına gözlerinden öptüğüm acılarım, kendimi yok sayıp sen bilmeden sende tamamlanmalarım.
Bitti artık.
Ellerinle yüreğimde yaktığın ateşimi söndürdün sen. Canlarımı yaktın, gönlümün coşkusunu ölü dinginliklere saldın, çığlık çığlığa söylediğim sevda türkülerimi bölük bölük boğazımda bıraktın. Sen, aynı yemeği yediğim, aynı rüyayı gördüğüm beni seve seve bıraktın.
Oysa ben bir tek sen istedim. Ne bir dünya malı, ne sensiz tek bir anı. İstemedim; yıllarca tek bir düş görmedim içerisinde senin olmadığın. Gönlüme yar, doğmamış kızıma baba, ömrüme can yaptım seni. İnandım sana. Hiç kimsenin kimseye inanmayacağı kadar inandım. Öyle inandım ki, kimi zaman senden başka kimsem olmadı. Günümü gün edenimdin sen. Yaşamımdaki her şey seninle, senin kadar, senin içindi.
Sen, kötü dünyanın tohumu
Sende kaldı tüm gülüşlerim. Gönlüne emanet bıraktığım tebessümlerim şimdi sende tam bana yabancı. Yarını olmayan sevdana emanet tüm güzelliklerim şimdi sende doğru bana yalancı. Akşamları kaldırımlar boyu merhamet dilenen avuçlarım, o herkesten bir parça sevgi isteyen avuçlarım artık bir sana açılmaz.
Ağırlaşıyor günlerimin hayatıma yansımaları. Dünyanın gerçek yapısı bir zamanlar düşüncelerimde daha mükemmelken, şimdilerde sükûtu hayale bezenmiş ruhum artık biliyor; acımasız, hoyrat, merhametsiz bir yer burası ve sen bu dünyanın tohumu, onun en kusursuz kurgusu. Vahşice payıma düşenimsin. Alıştığım yalnızlıklarım adın. Bunca anlamsızlıklar silsilesinde tükenirken umuda küsmelerimsin. Sen damarlarımda sızlayan soluksuzluk duygusu, beni dirhem dirhem öldürenimsin.
KISACASI SEVGİLİ
Yaban ve asi bir kısrak gibiydi aynadaki suretim. Çığlık çığlığa hayatın üzerine dörtnala kendimi sürüşlerim vardı benim. Sağanak yağmurlarda sırsıklam olmaları sevmelerim, renklerden maviye vurgunluğum, sevdada zoru seçmişliğim. Birde hiç susmayan inat dillerim. Çünkü susmak yenilmek, silinmek demekti bilirdim.
Şimdi yakamozları sönmüş bir yürek taşıyorum. Ve bunca inadına yaşamışlığın peşi sıra gelenlere ağızlar dolusu çığlıklar salıyorum.
Ben yalnızca gölgemle yaşayabildiğim hayatımın ikinci yarısını solumayı sevmiyorum.
Korkarım baba.
Uykunu böleceğim ama olsun seni rüyam dada olsa görmeliyim ben baba…
…..Bu gün artık yorgun bir bedendir canı içe katıp taşıdığım.Ve ardımda gözü yaşlı bıraktığım, bir vakitler hızına hız kattığım,şimdi kendi fırtınalarında savrulan umutlarım.Yok olan umutlarım.İşte bundandır benim tüm hırçınlığım. Bundandır benim deli kızlığım.
…..Oysa bir zamanlar, yıldızlardan dilekler tuttuğum bahar akşamlarım vardı benim.Sevgilinin bir gülüşü ile,günüme serpilen ışıklarla sevdayı avuçlarımda tutmuşluğum vardır benim.Üstümde taşıdığım deniz,yosun ve yar kokusuyla martıları kıskandırmışlığım,yar gözlerinde zamanı dondurduğum bir saniye için bir ömrüm vermişliğim vardır benim.Şımarık çocuk bakışlarımla gözlerimin içinden fırlayan gülüşlerim,her sabah uyandıktan sonra gökyüzüne,hiç tükenmeyeceğini sandığım yürek dolusu umutlarla merhaba demişliğim vardı benim.Apansız pencerelerden gülümseyen güneşlerle çoğalttığım güzelliklerim,yağmurlarla sırsıklam dans etmişliğim vardır benim… Bir zamanlar sevdayla,umutla,mutlulukla el ele bir ömür sürmüşlüğüm var benim.
HÜZNÜN BÖYLESI
Basımda kocaman bir duvak vardı bu gün anne. Gelinliğimin son provası vardı bugün. Bembeyaz bir gelinlik upuzun bir duvak gözlerimde tedirgin yaslar, hüzünlü bir kuğuydu sanki aynaya yansıyan suretim. Birden ellerim buz kesti, ağlamamak için direnen gözlerimden boncuk, boncuk yaslar geldi. Kendimi sıktıkça dudaklarım titredi, rengim değişti.
Beni böyle en çok sen görmeliydin. Anladım ki bugün senin gözlerinin değmediği o gelinlik ne kadarda eksik kalmış üstümde. Sensiz eyleyemediğim gönlümdeki yas devleşti. Bundan daha büyük olamaz acım Sanırken aciz yüreğim. Acıların en büyüğünü hissettim bu gün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!