Unutulmuşluğum,
Şekersiz çay kadar acı bir tat bıraktı ağzımda…
Boğazımda bir şeyler düğümlendi
Gemici halatlarıyla eşdeğer…
İçimden ağlamak geldi aslında!
Seller indirmek geldi
Tülden bir gömlekti üzerinde,
Üşüdüğünde sarılmalıydın anılarına…
Resimlerine bakmalıydın dostlarının,
Kan ağlayan yüreğini susturmalıydın,
Ancak böyle büyüyebilirdin yaşlılığına…
Neleri görecektin,görmezlikten gelecektin…
Yine mavi geceye,
Yine yıldızlara
Aşkımızı anlatıyorum…
Öyle bir haykırıyorum ki geceye,
Sesim şimşeklerden defalarca da gürce! ! ! !
Sanki dinliyor
YARIM KALAN HER ŞEYİN ANISINA…
Seni unutmaya çalıştığım her geçen gün,
Bir çentik atar yüzüme, yaşlanmışlığım…
Kaybettiğim uzun yıllar besler sancılarımı!
Unutulduğum o gün silerken göz yaşlarımı,
Görmedim,
Duymadım,
Ve konuşmadım değil....
Görmedim,
Ama duydum,
Ve biliyorum....
Yaralı aşkları da vururlar,
Tıpkı yaralı atlar gibi…………
Acı çektirmez kimse sana doya doya,
Ölümü düşündürtmezler,.
Kaderinle kimse baş başa bırakmaz seni………….
Yaralı aşklarıda vururlar
Yürekli olmak lazım
Ölürken bile…
Koca bir yürek ister
Aynaya bakarken yüzünün arkasındakini görmek…
Bir sevgi çılgını gibi,
Avuçlarında tutmak ister dikenli bir gelinciği…
YÜREK MARİFETİ…
Uçurumlar kenarındayım belki,
Marifet,atlamak olsaydı sonsuz boşluklara,
Umutsuz ve çaresiz,
Ta uzaklardan gelenler bile
AŞK_I FİRARİ….
Firari bir aşk mıdır
Zehir gibi bir hayatın tek gizli gerçeği…
Firari bir aşk mıdır
Umut kalıntılarının gölge misali her şeyi….
Yine yola çıkıyorsun
Uzun yollara…
Ve ben yine korkuyorum!
Bir hain yol seni benden ayırır diye…
Bağışla beni yine,
Senin adına korkmak bile yasakken yaşamımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!