Bugün,
Bu aralık ayında,
Aşkımı diktim toprağa….
Sonra suladım onu bütün hasretimle..
Donmasın diye ısıttım onu bütün sevgimle…
Sonra ona gün ışığı verdim gözlerimle..
Şimdi uzaklardasın
Belki soğuk bir yorganın altında
Titreyen yüreğini ısıtırken ellerin,
Beyninden hep bir uğultu geçer.
Sevgini gömmek istediğin mezarlarda
Bir mezar taşı…
Umutsuzluğumun arkasında saklıyorum
Yarınlarımı..
Yarınlarım hiç olmamalı sessiz,
Sevgisiz…
Kar taneleri gibi yere düşüp,
Çamurlu sokak sularında eriyen yarınlarım…
Özlettiğin kadar özlersin,
Hissettiğin kadar seversin,
Ve beklettiğin kadar beklersin………
Sen bilirsin…….
Son bir adım kalmışken,
Umutlarına umutsuzca sarılmışken,
Sabahları mutluluk vermiyor artık bana!
Seni düşünmek istememek üzüyor beni…
Yabancılık çektiğim her gün,
Hüzünlerim içime gömülüyor ölü gibi…
Umutsuzluğa düştüğüm her gün,
Kan gölleri oluşuyor içimde derin ve sıcak…
Sonbahar yağmurları bile isim koyamadı ölümüme…
O virane şehre o son gelişimdeki,
O son seni aradığım sokaklar
Ölümüm oldu benim…
O isimsiz sokaklarda ölümün adı yok…
Kaderimle baş başa kaldığım
Pembe bir kum tanesinin
Cam olunca ki berraklığını gördüm
Gözlerinde..........
Ve gözlerinde
Uğurböceklerinin kanatlarında uçup giden
Umutlarını gördüm...........
Güneşli güzel bir günde,
Mor dağlardaki bulutlar gibi yüzün...
Sensizliğin içime çöktüğü anlarda bile
Seni,senin hayalinle yaşamanın
Tadını çıkartıyorum
Ve
Pamuklu dokumaya benzerdi
Yumuşacık ellerin…
Ve pamuk kadar beyazdı
Düşüncelerin…
Saftır,temizdir
Kalp atımların ve sevda rengin…
SAHTE BİR KURŞUN…
Ta uzaklardan gelirken ben kollarına,
Uzun uzun yolları aşmışken yerli yersiz,
Tutamayıp ağlarım ben hayaline…
Ağlamak çözüm olsaydı tutarsızlığına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!