Bu soğukta titreyen çocuklar,
üzerini kar bürümüş ağaç,
ve sırtında çuvalıyla ihtiyar adam,
hepsi gölgem benim.
Deniz donacak diye haykırıyor
dizlerim..
Kar yağacak..
Besbelli göğün çivite çanak tutmasından.
Ki bu,öyle bir bulut sağanağı
memleket taşır dağların ötesinden.
Soğuk yüzüme vuracak..
Suskunluğuma çare bir şeyler
vardır elbet
bu kızıllıklarda.
Boşuna değil güneşin sabah-akşam
gökyüzünün kanına girmesi.
Belki şimdi değil,
Ohh! dedim
içime çektim göğün üzerine uzanan
marmaranın yeşilliğini
iyi oldu geldiğimiz dedim
görmüyordum denizi bayağıdır..
bakıyordum,
Onlar sevmezler ölümün lafını bile,
oysa ben ölüyorum ölüm için.
Sisle dolar etraf,
göz sevmeyi görmez olur.
Umutsuzluk çöker
söylediğin türkülere..
Yalnız kalmak özgürlükse;
ve yalnız
ölünce özgür olunuyorsa
bu ayak üstü düzende,
ben öldüm dostlarım
başımız sağ olsun!
Rüzgar,
bizden yana bu sabah!
Keş-mi-keş havadan arta kalan
ne varsa,
ciğerlerimizle bayramlaşıyor.
Ben ki,
sana dokunmak,
sevdiğimi tekrarlamak,
güzel bir rüyanın her gün,
gözlerim açıkken de
devam etmesi gibi...
ve ben bu rüyayı
Yağmur,şakaklarımda..
süzülen taneleriyle taşıyor,
göğsüme indiriyor
balık pullarıyla süslü,
hint kınası kokan,
okyanusun çocuklarını..
ne çok yıldızla donanmış gece.
hepsi de,
şahitlik edercesine seni sevdiğime,
beyazlara bürünmüşler
gelinlerini anımsatmak için
aşk meleklerinin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!