Yağmur,şakaklarımda..
süzülen taneleriyle taşıyor,
göğsüme indiriyor
balık pullarıyla süslü,
hint kınası kokan,
okyanusun çocuklarını..
ne çok yıldızla donanmış gece.
hepsi de,
şahitlik edercesine seni sevdiğime,
beyazlara bürünmüşler
gelinlerini anımsatmak için
aşk meleklerinin.
Rüzgar,
bizden yana bu sabah!
Keş-mi-keş havadan arta kalan
ne varsa,
ciğerlerimizle bayramlaşıyor.
Ben ki,
sana dokunmak,
sevdiğimi tekrarlamak,
güzel bir rüyanın her gün,
gözlerim açıkken de
devam etmesi gibi...
ve ben bu rüyayı
Gözlerimi açarsam
gidecek misin?
Beni yine
karanlığa terkedip,
sesimi soluğumu kesip,
-hani denizimizin yerine-
Nasıl dayanırdım ağlamana?
Gökyüzü oluverip hemen,
İndirirdim en güzel yağmurlarımı,
Görünmesin diye gözyaşların.
Sonra sen susardın,
Ben yağardım..
Bak yine saçlarına benzettim
yağmuru...
ve işte yeşile çalıyor
gözlerimin camdaki yansıması.
Ben değilim yalnız bu kez,
şehirdir benim hüznümle ağlayan.
dokunmak sana,
gökte fırtınaya yakalanmış,
kanadı kırık bir serçenin,
umutla yağmura tutunmasıdır.
ve düşmesidir,
sesinle ıslanmış umutlarını
Gitmem gerek benim,
güneşin nasıl battığını
denizin üzerinden
görmedim daha..
ve ne kayıp,
yağmurun yağdığı günlerde
Yıldızlar
bu gece yağmayın sakın
kalkıp gideceğim diye...
Belki siz
-göremediğinizden olacak-
beni yalnız sanıyorsunuz bu gemide.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!