Bütün yorgunluğumu bir kenara atıp, yeni hayalleri unuttuktan sonra başlamalıydı açılacak ilk sayfaya yazılacak ilk harf. Neyse ki imdadıma yetişen gölgem oldu yalnızca, beynimdeki muhtelif fikirleri yargılayıp hükmedecek.
Sorular, sorular, hep sorular… Hep açılımı karmaşık sorular. Ve karıştıkça karmaşıklaşan. Ve cevabını kendinde bulan. Aramayan, sormayan, bildiğini bile bile kendini sorgulamayan değil ama! Belki susarak, belki haykırarak, belki çığlıklar atarak, renklerde efsaneleşen hayatları yudumlayarak belki, belki de güneşin yanılgılarına yaslanarak. Ama aç, ama susuz, ama zavallı değil. Sır olmuş günün ortasında, gecede yahut alacakaranlıkta. Ve çıkmamış gizlendiği asfalt çamuru zifti karanlıktan….
Yığınla soru işaretleri var beynimin içinde. Ve her soru işareti bir ünleme dönüşüyor. Aşk gibi, hayat gibi, umut gibi... Neyi arıyorum kendimde ve kendimde bulduğum ne? Bir yağmur damlası ne anlatmak ister inceliğinde ve sağanakta? Kimi ıslatır, kime rahmet getirir? Gözyaşından tek farkı tuz oranı mı?
Her gece yarısı içimde
Fırtınalarla savrulursun
Nedeni belli değil gibi
Sen gibi bir şey
Senin sevdan gibi...
İnceden inceye bir yol var
Yanıyor içimde hayâllerimle
Dumanı seni boğuyor
Buram buram tütüyor benimle
Uçurum boyu uzanıyor
Ayrımında kalır acı kederin
Sevdaya düşkün gecenin zifiri
Kinsiz bir korku salar bulut ardına
Gün, şafağa hasret...
Dökülür sırı eskiyen umutların
Gecenin karanlık anında sabaha yaklaşırım
Adımlarım titrek, sıkılgan ve telaşlı
Gün kokuyor parmaklarımda buruşan izmarit
Küllerimi geceye savuruyor...
Düşlerim edilgen olmadı hiç bir zaman
Nasıl ki düşersen sevdaya
Nasıl ki bir kıvılcım çakarsa
Alevlenip tutuşursa
Nasıl ki eskimeyen
Yenisi olmayan...
Bu kül geceden kalma
Yeni günlerin ışığında
Yeni sevdalara
Savrulup gider
Ayazla...
Yarısı senin olsun yüreğimin
Bütünü paylaşılan sevdayla
Düşte gel istersen
Gönlümün en derin uykusunda
Savrulup giderken ömrümün yalan yılları
Geride bir sen,
Buğulanmış gözlerimde
Tütüyorsun ılgıt ılgıt
Buram buram kokardın ya
Gül gibi dalındaki
Bahar gibi gelirdin ya ansızın
Gel işte
Karasında bulutların
Dağların arasında
Çözülüyor umutların
Gecelerin koyusunda...
Tütün kokusu aşkın sarmalında
Sevgili Özgür Kökturk abim. Sevgilerimle, inanıyorum ki yüz yıl sonra okuyacak insanlara güzel mesajlar verdin. Tanıştığımız için memnun oldum.
Bir gelinciğin kanayan gülümseyişi olsun bu yaşında senin hayatına sunulan kırmızı el....Neden el,deme sakın.O el dokunacak sana sıcacık ve şevkatli.Mevlamın hakkı için tüm karanlık yanlarını ağartacak bir şafak lezzetinde ve yumacak gözlerini senin ağladığın gözlerden....Sen bu yaşında bu elle veda ...