Günah! ben ki
yağmurla tararım saçlarımı
yasak iklimlerin kokusu sarar bedenimi
çürümüş ten...kokuşmuş tin...
iki bulutun sevişmesidir günah
iki bulutun orgazmıdır üstümüze yağan
Her devrim
babasız çocuklar büyütür
barut ve karanfil kokan
yoksul anılar kalır analara
müntekim eylüllerden
ben hep kaçsamda
Gitmek
onca yamalı kalbi
ardında bırakıp
yeni yaralar açmak için
yollara düşmek...
Gitmek
Gecenin ellerine dokundum
ve gece çekti ellerini benden
umarsız yalnızlık boşluk
gece ellerim ve ben
koyun koyuna uyuduk...
uyandığımda bir yalnızlığım vardı
GECEYE ŞİİR
Hani suskundur gece
Avuç iclerimiz kadar çıplak
Narin..
Dokunsan gidip güneşe
Yaltaklanacak kadar
Umutlarım da tükendi
aşklarım gibi
bir okyanusum şimdi
kendi yalnızlığıyla boğuşan
yine bir yağmur yağarsa
gelirim belki
Yanmanın hazzını yaşayan sigaram
kül olmanın dehşetine hazırlanıyor şimdi
gece uzun gece ağır gece sağır
yol alıyorum gecene
ay olup sarkıyorum pencerenden içeriye
yorgan oluyorum esmer gözlerine
Sevgilim ihanet insana özgü
sadakat hayvanlara
eğil bak ormanın yeşil tarihine
hangi arslan ormanına saldırmış
hangi tilki kürkçü dükkanını yakmış
yuvasını bozan kuş gördün mü?
'Zamanın durduğu yerlerdedir
hep saat kuleleri'
Hatırla o günü
Ten çürümeden anılar kül olmadan
Yine bir yolculuktaydım
Yeni bir kentte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!