Adana/ İmamoğlu/ Yazıtepe Köyü
Adımın Özgür olması sakın sizi yanıltmasın
daha onbeşimde sevmeye hüküm giymişim o gün bu gündür kelepçeli ellerim...
ondan ne vakit bir kuş görsem kanatlanıp uçmak geçer içimden
ondan özgürlüge düşkün olmam...
duydum!
kurumuş fakülte kapısındaki
bir kök iğde ağacı
seni beklerdim altında hani
her ders çıkışı
'gidişinle bir kez öldürdün beni
dönüşünle bir kez daha öldürme...'
ne o geri döndün ha
ama neden
bir ırmağın,
denizlerde yitip gitmesi gibidir
gözlerine dalıp gitmem.
farkındayım,
bir uçurum gözlerin.
cesaretim yok,
önce aşk vardı...
Ademden bile önce.
tüm isimler öğretilirken Ademe,
hepsine yabancıydı da
bir tek aşkı tanıdı,
bildi.
bir uçurumun kıyısındayım
aşağısı karanlık
çağırıyor beni ölüm
çığlık çığlık
adın dudağımda iki hece,
yüzün soluk
masumdu gülüşün
enaz sesinin tınısı kadar
oysa gözlerin alabildiğine günahkar
umrumda mı sanıyorsun?
bahar gelmemiş,
'küçük kıza...'
ellerini düşünüyorum yine
o ince, kırılgan
o beni sırtımdan vuran
kanımı akıtan ellerini...
'küçük kıza...'
cesaret, hayatın içinde olmak mı sence
cesaret, yürümümek mi sokaklarda
yada yüzleşmek mi gerçeklerle
bence hiç biri
cesaret kabullenmektir acizliği
ellerin,
beyaz bir yelken
susuzluktan kuruyan tenimde
yüzmeye çalışan
ellerin,
tüm dünya,
büyük bir gürültüyle akıp giderken yanından
sen öylece kıpırtısız kaldın
oysa kesiversen damarlarını
akan kanın gürültüsü bastırırdı tüm sesleri
kuşlar ürkerdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!