Bu gün cumartesi
Okullar tatil.
Tadını çıkaralım memuriyetin.
Maaştan kalan üç kuruşla,
Balık ekmek yiyelim Eminönü'nde.
Kuşlara yem verelim.
bir çocuk belirdi karanlığın tam ortasında,
yürüdü çocuk ürkek adımlarla
yanıbaşında çığlık
ve ötesinde siyam kedisi.
dağnıktı saçları
karanlığa inat güneş kadar sarı.
çıkıp gelsen diyorum artık
bir akşamüstü
bir ayrılık sözü bile etmeden
ansızın çekip gittiğin gibi
kuşlar duymasın ama geldiğini
yağmurlu bir günde çalacağım kapını
yaşamaktan yorğun
aşkından sırılsıklam
üşüyerek
tüm onurumu çiğneyerek
evde olmadığını dileyerek çalacağım...
sen gülünce,
güvercinler de gülerdi
gamzelenirdi yanakların
kuş yuvalarına benzerdi
sen gittin
kuşlarda gitti
gidişin ölümün diğer adıydı.
aslında hep ben uğurladın seni
mevsim kuşları gibi gittin,
her seferinde.
toparlanma gereği bile duymadan
bir kez olsun vedalaşmadan
'Irak'ta, Filistin'de Yaşaya(maya) n Çocuklara'
sapanımı almayın benim.
kuşları ben öldürmedim,
ben bozmadım yuvalarını.
ne olur almayın elimden,
sen sustun
sustu aralık
ne yağmurun şıkırtısı var sokakta
ne rüzgarın hışırtısı
ağaçlar yapraklarını çoktan dökmüş
bunu daha dün farkettim
kapkaranlık bir ormanda,
soluksuz bir düşe uyansak seninle
sen daha on yedisinde
ürkek,
meraklı,
telaşlı yaşamaktan yana
sensiz,
ağır, aksak ilerleyen
bir kısrağın adımlarıyken
seninle,
kendini öldüresiye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!