sen gülünce,
güvercinler de gülerdi
gamzelenirdi yanakların
ölünce hep oraya gömülmek isterdim.
asılınca yüzün
gel otur yanıma çocuk
bir uçurtma yapalım seninle
kocaman kuyruklu,
masmavi olsun
yükleyelim sevgiyi sırtına,
salalım gökyüzüne
sesin;
akortu hüzne yapılmış bir piyano gibi
konuştuğunda
susar tüm şehir
sonbahar öyle mevsimsiz çıkıp gelir
birbiri ardınca devirilip gelen
bu mevsim
kuşlar geçer bizim oralarda
sürü sürü
tam da güneşin battığı yere doğru
kanat seslerini her duyduğumda
içimi inceden bir telaş kaplar
sen belkide,
anne rahmine düştüğünde
düşmüştün benim içime..!
annendim ben
seni ben doğurdum.
'küçük kıza...'
çiçekler toplamak isterdim sana
mavi açan çiçekler
ismini bilmediğim
yüzlerce, binlerce çiçek
sonra küçük kız
ince ince kar düşer İstanbula
içime inceden bir telaş.
incecik bir kız düşer de aklıma
öldürür beni yavaş yavaş.
inceden bil yel eser
'düşler ülkesindeki tüm çocuklar için'
Bir çocuk kesti yolumu,
Karanlığın tam ortasında.
Amca dedi
hep bir masal gibi yaşadık seninle,
gerçek olmayı hiç başaramadık
ben Don Kişot oluyordum
sen yel değirmenleri
savaşıyorduk seninle
kaybeden hep ben oluyordum.
'yaşanmış bir aşk hikayesi'
ne vakit yağmur yağsa buralara,
taa gözlerinin içi gülerdi
gamzelenirdi yanakların,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!