bu ilk şiir değil ardından
bir çocuk kadar masum
bir cellat kadar zalim
gözlerine yazılan...
gözlerin ki;
küçük bir kızdı zeze
daha on yedisinde
küçücük, incecik elleri vardı
dokunsam kırılacak gibi dururlardı
masallar anlatırdım ona
dinlerdi...
Ben seni,
alnının tam ortasından öpmek isterdim
tıpkı;
senin beni anlımın tam ortasından vurduğun gibi...
İbrahim...!
uzan hadi ateşe
gül açsın avuçların
sığ adımlarla yürü güneşe
karanlığı eritsin bakışların...
saçma sapan bir düştün sen.
hayatıma anlam katan...
Özgür ÇELİK
bazen kendimden kurtulup,
çekilip bir kenara
gizlice kendimi izlemek istiyorum
yokluğunda neler yapıyorum diye...
şehrin ışıkları söndüğünde
ateş böcekleri çullanır gözlerine
tüm pervaneler yüzünü sana döner
yanmak zaten anlamsızdır
ateşin ruhu buz keser.
sen bir martı olsan
ancak bu kadar yakışırdın denize!
martı dedimse
hani şu bembeyaz,
kocaman olan
adın bir siyanür dudaklarımda,
söylememeliyim
biliyorum.
yavaş yavaş sızarken damarlarıma
daha birkez bile öpmeden seni
ölmek istemiyorum.....
çakıl taşları biriktiriyorum
ceplerimde sana
isimler takıyorum onlara
birine hüzün diyorum
birine sen
ikinizde aynısınız nasıl olsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!