Şimdi ordasın
Nereye dokunduysan orda
Biraz rüzgar biraz kuş
Durmadan çoğalan
Sıcak ağaç kokusu
Onur, diz çökmektir biliyorum
Ayakta korkuya sarılmak değil
Bu yüzden şarkı söylüyorum
Büyük bir tohum gibi saçar çiçek tozunu
Bir güvercin dahası tek ateş kırmızısı gül
Baktım yana yatmış
Bir kırmızı bir çiçek
Yanlış bir taş düşmüş yolun üstüne
Göztaşı mı, göktaşı mı bilemediğim
Şimdi ilk korkunun dönüşüyle
Göktaşı da düşse aramıza
Geçer ıssız karanlıktan
İçi oyuk ağacız herbirimiz
Onları hiç tanımıyorduk
Seyrettiklerini sanmıyorum
Dökülüşünü yağmurun birden denize
Bakışlarında hiç çiçeğe durmadan
Sararıvermiştir
İnsan- Bunaltım öylesine geniş ve dolu ki
Can tırnaklarımı batırmak zorunda kaldım
yüreğimdeki seviye
Onu umut, onu güven sandım.
Ellerim geçti içinden, bir gövde değil
Bendim eriyen benliğinde.
Unutup bırakırız bir günü
Öbür günden
Eriyip gider yüzün.
Tutmaya çalışırım güzelliğini
Umudu çoğaltırım
En genciyle dokularımın
Hep bir teknedeyiz rüzgara karşı
Açılan suya karşı, dönen korkuya karşı
Çapamızda yıldız bulaşığı bir gece
Sarı ipek uykularında boşluk
Eski bir boşluk
Deniz düğümü
Ne daha az yunmuş, ne daha canlı
Bekledik uzun zaman kurulan düşü
İncecik bir elin uzanıp, incecik soluk verişiyle
Bağışlamak mı, unutmak mı yoksa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!