Kolaydı bir zamanlar
Değiştirmeye çalışmadığımız
Bozmadığımız sürece gizi
Yağmurda ıslanmadan
Bir tek su vurmadan yüzüne
Aşağıda yukarıda yıldız yıldız karanlık
Belli belirsiz solan ama değişen yüzleriyle
Gece ürkütür bizi sarsıp uyandırmazsak
Kıpkızıl bir çiçektir örsümüzdeki ateş
Orada yıldızlara dişlenip kalmış
Kendi izimizi sürüyoruz, gözlerimiz kan içinde kendi izimizi
Bütün ayrıntıları tek tek yeleştirerek
Kesinkes ölmek var, kafesinden salınmış kuşlar gibi..
Sonsuzluk arasına sıkışan kabarcığı
Mavi yüklü sularında
Canlı, sıcak kiliminde
Aradım da bulayazdım
Tomurcuk açıverdi ansızın
Bir çığ kopup düştü dağdan üstüme
Bir inci çiçeğinde patlamaya hazır
Zorda kalındı mı kaçılan sevide değil
Gökyüzünü haykırarak kendine çeken deniz
Ne aldıysak onu sarıyoruz aç gövdelerimuize
İlk lekesi düşüyor
İlk uzaklaşmada konak yerinden
Büyümeler içindeydik
O kadar yakındık ki denize
Kaybolsak da bir tutkuda
Çoğalırdık özleminden
Bir sal üstünde gecelediğim
O kuşluk zamanı
Ansızın duragelir
Suçlu olsam, uzakları
Yaşmak olsam, akşamları
Devşirir
Al basmasın yanaklarını
Yasemin gülüşlü sevdiğim
Çekiverdin mi kapısını yasağın
İncecik yağmur
Tatlılıkla saracak sonsuzluğu
Rüzgar,
Dağbaşında bağdaş kurmuş
Yalnızlığı bedenimin
Karanlığa dönüşmeden
Askıya aldığımız zamanı,
Suların kaynağına çeker yabancım
Kimselere yağmıyor bu yağmur
Gençlik anılarından başka
Kimseler bilmiyor, ıslanmıyor hiç kimse
Yalnızca uzak denizleri çağırıyor
Hangi mevsime yakışır acaba
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!