-Zeynep Ece’ye-
Çocukların yaptığı resimler gibiyiz
Eksik resimler
Ama öyle canlı, öyle bereli
Gözlerimiz dağılmış gül biçimi
Öyle her yerde aramadım
Kendiliğinden çıkıp geldi bir orman uğultusuyla
Ağaçların kalın karanlık gölgeleri
Ve üstünde tuzlu su titreşimleriyle
Vakitten kazanıyorduk iki çakıltaşı
Çok büyük söyledik sevdiceğim
Yerin toprak olduğunu
Bütün suların güneşe durduğunu
Doğru belledik
Ihlamur ağacındaydı sıcaklığı günün
Bir sabah ansızın gülümsediler
Elleri ulaştı yüreklerine
Kestiler soluğunu toprağın
Gözleri bir sıra ışık mıydı ne
Güneşi yazmak için biçimlendiler
Kımıldar toprak, kımıldar gece boyu
Baş göstermeye görsün bir
Çılgına döner bahar
Su aklığından zamanın
Tutkuyla girer de onsuz çıkarız
İnanmayı öğretmediniz ki bana
Ne zaman size uzansam
Çok kısa dalgalardan döndü başlarınız
Geriye her bakışımda
İçimi örter yorgun ve usanç dolu
Bana itilmiş yalnızlığınız
Kımıldar uykum
Uykumda sesim kımıldar
Ve boşlukta açan
Korkulu bir gözdür o
Büyüyen ağrısıyla usul usul
Şimdi nereye gidiyoruz ona bakalım
Bilmeliyiz nereye gittiğimizi
Kapıları çarparak dışarı çıkıyoruz değil mi
Islak taşlarında kayarak bu eski sokağın
Hala değişmeyen kaldırımlarında birbirimize tutunarak
Ellerimizi arıyorsak
Tenin ve düşün sınırında
Şerbet değil
Ağuyla bal kotarırız
Uyuyan tanrı silkinir dizlerinden
Kasıklarda çiçeklenir tohumu
Buradan geriye kaç kişi sığmıştır
Binlerce binlerce yıl önce
Mermer taşlardan atlayarak
Çıplak ayaklarını kaç kişi çoğaltmış
Kaç kişi orada kalmıştır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!