eyy gönlümü yıkan küstah,
sanmaki aydınlığa teslim olmayacak bu kara şafak.
vakti gelmişse şayet, dalına elveda edecektir
yaprak.
nasipte varsa şerefeden okunur selatu
salavat.
hangi çiçek kokuşlu dağ eteğinden b/akıyorsun,
üşüme, baharlar kahr olur.
kuş yüreğim yenik düşmüş,
dönme sırtını n'olur.
Kimimiz askerdir, kimimiz er
Kütüktük, yontulduk olduk şaheser
Kıymet bilmezleri baştacı ettik
Gönlümüz atmosfer, terimiz amber
vakit geldi !!
kanatlandı, ölüme adanan kuşlar.
tükeniyor yağmalanmış yüreğim.
yıkılırsam bu yokuşta,
emanetin sahibine ne derim.
.... Ruhumu bulutun gözyaşlarıyla yuyuyorum..... Cesedim......... arafın boşluğunu doldururken,...... Avazım gökkubbeden akis veriyor...... Evren bana küs....... Ben ters yazılmış kadere..... Buğday tarlası gülüşümü..... Kuzey yeli vurdu ....
,,,,,, seni ölünceye kadar,
mevsimlere susmuş bir kuzgun misali bekleyeceğim.,,,,,,
bazılarının kalperi mermerden, gözleri iffetsiz.
edip gibi söz söyler la/kin, ruhu münafık.
aynaya bakınca insan görünümlü amma beyni çırılçıplak.
düşünceler, sapık mı sapık.
sorsan, "Yusuf ile Züleyha'yım" der,
amma,
beni derde salan narin mor çiçek
kıymetin bilmeyen dağlar lal olsun.
avucumda kaldı kuru bir dilek
dalımdan koparan eller lal olsun.
güneşim soğudu, gözlerim nemli
......sonra sen çıkıp geldin !!
papatya yüklü vadilerden
baharı bekleyen gelinciklerden
yarım kalan nennilerden
kış kokulu güz bahçelerinden
sitem yüklü şiirlerden...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!