Öteler aleminden, gelir ölüm meleği,
Ölüm anahtarıyla, açar can kilidini;
Hücre hücre örülmüş, ilahi bir mimari,
Yıkılır, viran olur, çöker ceset üstüne.
Kimse kazandığı, yeri terketmez,
Ölürsem aşkımın kalbine gömün.
Yönü, kıyı, kenar, geri farketmez,
Ölürsem aşkımın kalbine gömün.
Dünyada gönlüme ilk söz geçiren,
Her hüznün yerini mutluk alsın,
Ömrümün sonunun taze baharı.
Yazdığım dizeler hatıra kalsın,
Ömrümün sonunun taze baharı.
Özlemden çektiğim uykusuzluğa,
Değmeden ölürsem, ona yanarım.
İçip zevk suyundan bu susuzluğa,
Doymadan ölürsem, ona yanarım.
İlk ben duydum sözlerini yakından,
Ortak akıl firar etti vatandan.
İlk ben gördüm gözlerini yakından,
Ortak akıl firar etti vatandan…
İç ahenk ölçüsü yok, mesafe uzak hak’la,
Sayısız gökdelenler gök kubbeyi deliyor.
İbadetler ihlassız bir çıkara bin takla,
Ötelenmiş öteler, önce dünya geliyor.
Var mı hiç gidipte pişman olmayan,
Kökünü sökene düşman olmayan.
Dalından kopupta yoktur solmayan,
Sen gitme! Ötesi karanlık sokak.
Atatürk; bir unvan, bir isim değil,
O Türk ün Atası, Türk'ün başbuğu.
Bir resim bir heykel bir cisim değil,
O Türk'ün Atası, Türk'ün başbuğu.
Öyle yalnızım ki, çok uzaklarda,
Sensizlik büyük dert, sensizlik zulüm,
Düşünsemde, kalem yazmaz kâğıda,
El anlamaz amma, sen anla gülüm.
Geçmişe özlemler düşmez dillerden
Benim memleketim oy memleketim!
Hep çekmiş; çekiyor, hoyrat ellerden
Benim memleketim oy memleketim!.
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.