Ölümün soluğu, ense kökümde,
Sabretmesemde bir sabretsem de bir.
Ömür tükendikçe büyür yükümde,
Sabretmesemde bir sabretsem de bir.
Yüreğim buz tutar, bazen kor yağar,
Gözyaşımla yanan yanağım varken,
Sabrın çeliğine su veriyorum.
Bir vakte kurulmuş zaman akarken,
Sabrın çeliğine su veriyorum.
Ölümden ölüme hicret edenler,
Güvene konulmuş eksi, artılar,
Dünyayı çınlatan naralar atar.
Özde hak adalet tartan tartılar,
Değeri düşürür ya değer katar.
Çiy çiy bir aydınlık dolunca aya,
Beden kafesimde canım bir tutsak,
Sağ yanım Sibirya, sol yanım Sina.
Surlarla çevrilmiş endamın yasak,
Sağ yanım Sibirya, sol yanım Sina.
Ağızdan gelen değil bir kalp sözü, ihsan et,
Şah damarımdan daha yakın olan Allah’ım.
İçinde ben olmayan kalp ruhlu bir insan et
Şah damarımdan daha yakın olan Allah’ım.
Küçücük katkısız sanat bendine,
Şairim demenin ne anlamı var?
Her yerde övünüp kendi kendine,
Şairim demenin ne anlamı var?
Kardeşliğe hamur, barışa maya,
Özü olmayana şair mi denir?
Hakikati bulup, hakim kılmaya,
Közü olmayana şair mi denir?
Gece gündüz bir sefere,
Çıkıyorum sana doğru.
Yıldırım oldum, zafere,
Çakıyorum sana doğru.
Bulmuş gibi, ruh eşimi,
Yüreğimde büyük yangınlar sönmez,
Sana duygularım küllendi sanma.
Geçen zaman gibi giden de dönmez,
Sana duygularım küllendi sanma.
Geçiyorsan, hep gönlümün içinden,
Sana olan sevdamdandır bilesin.
Geçiyorsam; nasıl, neden, niçinden,
Sana olan sevdamdandır bilesin.
Yurt tutarak gurbetlerde kalmam da;
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.