Durun, renk renk insanlar; yeniden tanışalım! .
Savaşları bırakın, barışı konuşalım,
Düşmanlığı unutun, sevgide buluşalım.
Savaş, terörden uzak dünyayı biz kuralım,
Barış dolu günlerde, beraber yaşayalım.
Çekeceğim, sonsuz çile,
Yaşıyorum, bile bile.
Bende tahammül kalmadı,
Gör güzelim, düştük dile.
Kaba kuvvet, aklı almış askıya,
Kavga değil, barış için savaşım.
Millet yenik ekonomik baskıya,
Kavga değil, barış için savaşım.
Ruhundan ayrılmış kemik, et, deri,
Kayıp aranıyor; hakiki insan.
Ya Cehennem, veya Cennet ederi,
Kayıp aranıyor; hakiki insan...
Ademoğlu düşün taşın bin kere,
Kazandığın kalır, bomboş gidersin.
Kendini aldatıp durma boş yere,
Kazandığın kalır, bomboş gidersin.
Yalancı bu hayat, saltanat bilsen,
Duyguları harf, söz döküp ağıda
Caymaktan kendimi alamıyorum.
Bir kara kalemle, beyaz kâğıda,
Kıymaktan kendimi alamıyorum.
Pazarda mal olanın, kaderidir satılmak,
Sana bağlı dur demek, ya da ona katılmak...
Şu varlık gemimiz ki, yan gelmiş yatacak gör,
Kurtulacak bir iki, milyonlar batacak gör...
Umutsuz yaşamak en büyük hata,
Kendini ilk başta sen seveceksin.
Yenik düştüm diye küsme hayata,
Sen sevileceksin, sen seveceksin.
Mademki yiğitler pusmuş,
İmdada yetme zamanını.
Şakıyan bülbüller susmuş,
Karganın ötme zamanı.
Kolay av değildir suna,
Elimden düşünemem kağıt, kalemi,
Kendi özümdeki NUR peşindeyim.
Kafama çok takmam pek bu âlemi,
Ebedi cennette SUR peşindeyim...
Her zamana uyup bir yanıp sönmem,
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.