Elif, Kezban tatlı sözlü,
Ayşe, Fatma güler yüzlü,
Arzu, Hilâl hafif nazlı,
Hepsi birbirinden güzel.
Arzu'nun siyah saçları,
Bir zillet dönemi eşsiz, benzersiz,
Sinemde bir yangın, vicdan üşüyor.
Acılı yürekler sessiz, çaresiz,
Her gün yüreğime ateş düşüyor...
Bir ana rahminden iner pazara,
Her insan ölümü tadar mutlaka.
Bir kefen alır da doner4 mezara,
Her insan ölümü tadar mutlaka.
Bakış düşürürünce canevine köz,
Zehiri akrepce YAKIP gidiyor.
Kırk yıllık dostluğu bir çift acı söz,
Bütün temelinden YIKIP gidiyor...
İşi yoksa eş dost hatır sormuyor,
Herkesin çektiği dert farklı farklı.
Kimse kimse için kafa yormuyor,
Herkesin çektiği dert farklı farklı.
Daldığın hayallerden uyandırdım mı seni?
Herkesin dilindesin, benim gönlümde güzel.
Yerin bende ebedi unutmuş muydun beni?
Herkesin dilindesin, benim gönlümde güzel.
Daldığın hayallerden uyandırdım mı seni?
Herkesin dilindesin, dillere destan güzel.
Yerin bende ebedi unutmuş muydun beni?
Herkesin dilindesin, benim gönlümde güzel.
Dost, çıkara köle olmuş insanlar,
Her şeyi görüyor, biliyor Allah.
Milletin sırtından bütün ihsanlar,
Her şeyi görüyor, biliyor Allah...
Yüzümde, sevinçler çiçek açardı,
Her yolun umuda çıktığı yaşlar..
Gönlüm, hür kelebek gibi uçardı,
Her yolun umuda çıktığı yaşlar ...
Heykel kadar hissiz, sessiz olsa da,
Her yüreği yakan bir bakış vardır.
İnsan çok bunalsa zorda kalsa da,
Her çaresizlikten bir çıkış vardır.
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.