Akıl verdin kullanmadık,
Herşey bize hak Allahım.
Halimizle, hallenmedik,
Günahımız çok Allahım
Yok empati yok hoşgörü,
İnsana çektiğini hep benliği çektirir,
İnsan olmak, benliği aşmayı gerektirir.
Doğduğum ilk gün kadar tertemiz olmasam da,
Allah'ım şu azmimi, doğrulara yönlendir.
Senin mazin hep keşke mi eğer mi?
Mecrasından zafer akar Alperen.
Yalpalamak zikzak çizmek değer mi?
Dilin susar tarih bakar Alperen.
Depremin insafı yok,
Yer gök acı, yer gök hüzün,
Göçmüş binalarda insanlar,
Kurtarılmayı bekliyor,
Gün, saat, dakikanın önemi çok.
Fânilik sahnesinde, ebediyet oyunu
Oynamaktan bıkmayan ey, doyumsuz figûran!
Çöllerde, kutuplarda hatta uzayda bile,
Maddesi, mânâsıyla rol yapıp duran insan.
Aşk çiçeklerinin, tez solduğunu,
Ancak öldüğüm an anlayacaksın.
Burada mevsimin güz olduğunu,
Ancak geldiğin gün anlayacaksın.
Birdim, bine böldün bu eserin gör,
Yurdumuza bahar yine gelecek,
Sözümüz söz ahdımız var Türkiyem.
Yurttaşların yüzü tekrar gülecek,
Sözümüz söz andımız var Türkiyem.
Bedenimde, ruhumda senin için yanıyor,
Yorgun ulaşacağım, güneşli bir sabaha.
Bastırdığım sensizlik sessizce uyanıyor,
Anlıyor musun beni? Anlatayım mı daha?
Bakışım, bakışına çarpıp geri dönmesin,
Anne deyince:
Yarım asır, altı yıldır
Çağrılarım cevapsızdır.
Anne deyince:
Elime kağıt kalem alamam anlatmaya,
Ben annesizliğimi, ben anne özlemimi.
Yeterince kelime bulamam anlatmaya,
Ben annesizliğimi, ben anne özlemimi.
Yokluğa akıp gider anları döndüremem,
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.