En yiğit, kuyruğu pomponlu sincap,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Değerler sekerat, kalmadı hicap,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Dilindeki zehri döküp gidenler,
Yaralandığınız yerden habersiz.
Yüzüstü bırakıp çekip gidenler,
Yaralandığınız yerden habersiz.
Tadınca bir kere, nazın hazzını:
Örümceğin ağını ördüğü beyinlerce
Sevk, idare edilen ellerdeki kalemler,
Küfür mürekkebiyle, doldurulmuş iyice,
Din'ime dil uzatır, ayrılık, fesat eker.
Kimi çalışmaya gelmiş kimi yemeye,
Yaratılmış bir insan yok, boşu boşuna.
Kimi dinlemeye gelmiş kimi demeye,
Yaratılmış bir insan yok, boşu boşuna.
Yâr dediğim, yara açtı bağrıma
İçinde yittiğim geçmişi çaldı
Tuz, biberle ağrı kattı ağrıma
Gözümde bir damla gözyaşı kaldı.
Yüzünle kendini hep kıyas eden,
Güneşi sonunda güldüreceğim.
Güneş utancından kızarmayacak
Yarın gece seni öldüreceğim.
Vicdanını bir duvara asana,
Yaşadıkça, düşmanlığım bâkidir.
Bile bile damarıma basana,
Yaşadıkça, düşmanlığım bâkidir...
Küçük kağnılarımız ardında, tahta atın,
Toz çamur sokaklarda hep yanardık, üşürdük.
Kan revan tatlarını tatmamıştık hayatın,
Düşünmeden bir dilim ekmeği bölüşürdük.
Kıy canına son uykunun,
Yaşanacak bir bugün var.
Sonu belli son öykünün,
Yaşanacak bir bugün var.
Açık dursun gönül gözün,
Huzur arıyorum, doğdum doğalı,
Ben ona koşarım, o uzaklara.
Feryadım aşıyor ses duvarını,
Bir kent uyur, derin derin uykuda.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!