(Cimon (Simon) ile Pero'nun Hikâyesi)
Kumaş tüccarı idi, yalancı bir ortakla
Bu ortağın ağzında, ıslanmaz idi bakla…
Yalan yanlış beyanla, kaç kez etti ispiyon
İşte bu yüzdendir ki, mahkûm olmuştu Simon.
Bahar gelip Mayıs ayı, türlü çiçek açarken
Yazı yaban buram buram mis kokular saçarken,
Bal arısı bir çiçekten diğerine uçarken,
Gelin gibi süslenirim, benim adım: Gelincik.
Kimse bilmez bana göre benim de bir yaram var,
Beni tanımadan “hacı” diyorsun
Diyanet torpilli sıram yok benim.
Din, iman adına halt ediyorsun
Rüşvetle çekilen kura’m yok benim.
Baskı içeriyor bana hitabın,
Yoksuldan her şeyi alan zenginler!
Şehitlik makamın almıyorsunuz.
Askerde vatanı biz koruyoruz;
Yiğitlerinizi salmıyorsunuz.
Yoksul kanı, canı sizlere mama
(Üç Şiir Bir Arada)
Değişmem dünya zevkine, Her gün aşka yansam bile
Ben böyle bir aşka düştüm, Yine de sevdim seviştim.
Çıktım her zevkin fevkine, Dilden dile düşsem bile
Ben böyle bir aşka düştüm, Yâr ile güldüm gülüştüm.
Bin Sekiz Yüz Doksan Dördün güzünde,
Dünyaya açılmış gözü Veysel’in.
“Ayıpınar” denen mevki düzünde
Toprağa belenmiş yüzü Veysel’in.
Babası Ahmet’le anne Gülizar
Efendiler benim size tavsiyem:
Bu ülkeyi bitirmeden gitmeyin!
Doğru yolu göstermektir tek gayem,
Çalıp çırpıp götürmeden gitmeyin!
Tanımayın adaleti, yasayı
Gerçekleri gören halkım,
Yalana teslim olamaz!
“BOP” denilen projeye,
Plana teslim olamaz!
Siyonistlerin ortağı,
Bugün yârim toydadır, yerindedir neşesi…
Hopur hopur hopluyor, oynarken gül memesi.
El içinde gülmesin, görüp göz koyan olur;
Gülmesinden iyidir, o yârin gülmemesi…
10.07.2015
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!