Her gün çay, simitle sofra kurulmaz,
Sen kur da göreyim boyunu Beyim!
Zannetmeyin sizden hesap sorulmaz,
Alırsın ağzının payını Beyim!
Aybaşında gelir vergi, fatura
Hokkabaz, her gelene
Bir “şak şak” çekmiyor mu?
Bir zenginin kahrını,
Bir uşak çekmiyor mu?
Siper edip döşünü,
İstanbul’a gitmiş, Tokat ilinden
Toprağım Cemâl’den telefon geldi.
Name name inci düşer dilinden
Toprağım Cemâl’den telefon geldi.
Besbelli ki o da beni özlemiş,
Zülüflerin dökmüş yüze, …........ (cemâle)
Âşık oldum nazlı yara. ……. ..(sevgiliye)
Çıkıp geldim yüze yüze, ------(suda yüzerek)
Deryaları yara yara. …...(suyu bölerek yüzmek)
Yârim bana yüz vermez
Öpsem; dudak, yüz vermez.
Bin kez öpsem doyamam;
Yârim bana yüz vermez.
Tutku oldu yâr bende,
Zaman öldürmüşüz boş işler ile
Şeytanı taşlarken cin çarptı bizi.
Bilim arzuladık dervişler ile
“Yapay zekâ” derken din çarptı bizi.
Ehliyetsiz görev aldı ehilden,
Diplomamı soran çırak!
Bak liseden diplomam var.
Başkanlığı sanma ırak,
Bir adımlık zıplamam var.
Bay Kemal’e sakın kanma,
Ben biraz tevazu edeyim derken,
Dostluk sınırını aşan çok oldu.
Yoluna rehbersiz düşmüş giderken,
Doğru hedefinden şaşan çok oldu.
İnsanı kullanmak neyin nesidir?
Ata’mızın ülküsü:
Çağdaşlığın türküsü…
Bir kuruluş öyküsü;
Cumhuriyet ne güzel!
Yaşadıkça saygılı,
Darbe dillendirip darbe yapmayın!
Kim yapacak ulan size darbeyi?
Sakın ola yanlış yola sapmayın!
Kim yapacak ulan size darbeyi?
Yüz altı bin yedi yüz kırk silahı;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!