Gün gelir de acımazlar,
Ayırırlar seni benden.
Sevdamızı anlamazlar,
Ayırırlar seni benden.
Sevgimizi duyan olur,
Herkese ayandır bizim hâlimiz,
Yarı aç, yarı tok dolanıyoruz.
Gözümüz görür de yetmez elimiz,
Zengin yiyor biz de yalanıyoruz.
Hâlden bilmedikçe zâlim nâmertler,
( Yergi Destan)
Dinimizin vecibesi,
Ben hiç kurban kesmez miyim?
Dört ayaklı, özel besi
Ben hiç kurban kesmez miyim?
Bir çıkmaza attın beni,
Çıkamadım mümkün değil.
Bu gönlümü bir mahpusa,
Tıkamadım mümkün değil.
Dua oldu ismin bana,
Seni anlatmaya sözler yeter mi?
İnsanlığa çığır açtın Mahzuni!
Avuçlarım tatlı canı tutar mı?
Söyle nerelere uçtun Mahzuni?
Halkın kulağıydın, gören gözüydün
Ben bunca çileye nasıl dayandım?
Derdimi döktüğüm kullar usandı.
Aşkın ateşine yandıkça yandım,
Duman uçup gitti, küller usandı.
Aradım ‘yârimi bulayım’ diye,
Yıllar sonra seni bir kere görsem,
Sevdalarım tekrar başlıyor gülüm.
“Ayrılık; ölümden acıdır” derler
Hasretin sinemi haşlıyor gülüm.
Uğruna koysam da bu canı, seri
“Coşkun” adın gibi coşar yürürsün,
Deryalara dalıp yüzen Gönüllü!
Sohbetinle bana ilham verirsin,
Ozanlar içinde Ozan Gönüllü!
Senden feyiz aldım yollara düştüm,
Çok Bakan’lar gördük şimdiye kadar,
Bizi insan gibi gören olmadı.
Kalmadı aklımız, olduk derbeder,
“Halin nedir? ” diye soran olmadı.
“Namusluyum” deyip, arsız çıktılar,
Hal-hatır ederken Leyla Hanım’la
“Ömer Şan Âbimiz öldü” demez mi?
Şaşkın şaşkın baktım heyecanımla…
“Neylersin olacak oldu” demez mi?
“Kaybettik” diyordu bir telefonda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!