Benim böyle bunca yıldır çektiğim,
Hep senin yüzünden zalim yoksulluk…
Mor sümbüller gibi boyun büktüğüm,
Hep senin yüzünden zalim yoksulluk…
Sen ettin ömrümü dünyada talan,
Seni zalim vefasız yâr,
Beni yaktın gidiyorsun.
Viran ettin gönül tahtım,
Beni yıktın gidiyorsun.
(Nakarat)
Sen ellerin olacaksan,
O sözlerin nerde kaldı?
Benden ayrı güleceksen,
O sözlerin nerde kaldı?
Ak günümü karalayan,
Nerde gezdim, nerde izim?
Yaşadığım nerden belli?
Dünyada kalmadı gözüm,
Yaşadığım nerden belli?
Sılam, gurbet olmuş bana,
O yâr benden yüz çevirmiş duyduğum,
Ondan beri derdime dert katarım.
Züleyha’nın zindanında Yusuf’um,
Sanırım ki bir zindanda yatarım.
İkrarsız yâr ikrarından geçiyor,
Büyük aşkım yalan oldu,
Türkülerde kaldı sevdam.
Anlamadım, olan oldu
Türkülerde kaldı sevdam.
O’nu Leyla sanıyordum,
Atatürk’ün çizgisinden sapmayan,
Lâikliğin böylesini isterim.
Siyasete; dini alet yapmayan,
Lâikliğin böylesini isterim.
İnananla inanmayan yan yana
Senden başka kimse yoktur gözümde,
Seni ne çok sevdiğimi bir bilsen…
Hiç bu kadar sevmemiştim ömrümde,
Seni ne çok sevdiğimi bir bilsen…
Deli gönül dolaşıyor mekânsız,
Düşmüşüm sevdana ne gelir elden?
Bu kadar vefasız olma sevdiğim.
Ben geçsem de gönül geçmiyor senden,
Bu kadar vefasız olma sevdiğim.
Gönlüm senin için yanar tüterdi,
Güzel ülkemizde, Dünya yüzünde
‘İnsanız, insanca duralım’ derim.
Yaratılış denen aşkın tözünde,
‘Zerreden küreyi görelim’ derim.
İlimle erelim Hakkın sırrına,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!