Baba ocağını,
Anne kucağını…
Sükûnetin ahengini,
Ve şefkatin her rengini,
İlgiyi…
Yüce Mevla’m murat etmiş; halk etmeyi Âdemi
Yaratmış zübde-i hâktan, özü yerden kaldırmış
Âdeme nakş eylemiş şu, koskocaman âlemi
Öğretmiş O’na kelamı, sözü yerden kaldırmış
Âdemoğlu ibretle bak, incele bedenini
Uzanıp da şöyle boylu boyunca,
Mümkün müdür acep biraz uyumak?
Var mıdır -ki ben başımı koyunca-
Tutuşmayan yastık, yanmayan yatak?
Nerde hani o büyücü kelebek?
İnsanın emrine verilen her yer
Vatanımdır benim, böyle biline
Gök çadır altına serilen her yer
Vatanımdır benim, böyle biline
Envar-ı Kuranla doğan güneşim
Beni ayırdınız nazlı yarimden
Yaktınız bağrımı nâra dağlar oy!
Felekler tutuştu ah u zarımdan
Dokundunuz zülfüyâra dağlar oy
Yâre turnalarla haber salmıştım
Hakikat ortada, illa denecek
Artık, yatak sarıyorum, kocadım
Bu bir acı lokma zar zor yenecek
Dişlerimi arıyorum kocadım
Gayri hitabımda abla, yenge yok
Endâmına kurbân olayım cânım efendim;
Cânânım, efendim.
Mest etti hayâlin beni, hayrânım efendim;
Sultânım, efendim!
Gül renkli âfâka bakıp rûyunu andım;
Kays’a nisbet eyleyip Leylâ cihâne söylesin;
Hangimiz sır tutmayan âciz divâne söylesin!
Ser verir sır vermeyiz biz âşığız mecnun değil!
Böyle sevda var mı hâlâ şol zamâne söylesin?
Cümlenin yerine yanar ateşte;
Karanlığa ışık salar âşıklar...
Mihnet gani gani, nimet eh işte!
Boynu bükük açar, solar âşıklar...
Ehli dildir onlar, yiğittir, merttir;
DİLRUBÂ
Seher yeli efil efil estikçe
Burcu burcu kokun gelir Dilrubâ
Karlı dağlar yollarımı kestikçe
Cümle dertler yekûn gelir Dilrubâ
Şiiri sehven iki kere yayınlamışım. Altındaki yorumları buraya alarak birini sildim. Özür dilerim...
...
Leyli Can Şiiri Hakkında;
Âşık Cinasî: Bu ne güzel bir şiirdir, ne güzel bir koşmadır. Şimdi kalkıp mercekle uyak aramanın, biçime dayalı kural aramanın bir anlamı var mı? Şiiri ...