GüLüM
Süslü kafeslerden bıktım usandım
Burnumda tütüyor dağlar be gülüm
Dönülmezmiş meğer dönülür sandım
Gurbet yollarımı bağlar be gülüm
Akıl önce çoka toslar
Gide gide yoka toslar
Peygamberin eşiğinde
Nihayet bulur kabuslar
Mutlak yokluğa yer yoktur
Delidir benim yoldaşım
Dertlerimi deşer durur
Aşk odu kaynatır yaşım
Didelerim taşar durur
Benden içre ben diyen kim?
Ben: Zâtı, zâtınca bilinen zâtım
Bencileyin varlık sahibi yoktur
Dostluk pazarında, “Yok”tur mezatım
Alanın ettiği kar gibi, yoktur
“Ben”’i verip “Yok”u alan kazanır
Nazenin güller seherde;
Açar: İstanbul... İstanbul...
Güneş cömertçe nurunu
Saçar: İstanbul... İstanbul...
Bu nasıl tatlı mahmurluk
Öyle yalnız, öyle yalnızım ki
yokluk aleminde bir hiç kadar!
Yalnızlık bile uzak duruyor benden;
belli ki bu işte büyük bir sır var.
Unutmuş, unutulmuşum;
Er geç gideceğim gelinmez yere
Ya gündüz, ya gece; yahut şafakta,
Yola çıktığımda dönmemek üzre
Bakacaksın için kan ağlamakta
Bir an kesilecek gerçekle bağın
Aydos(t) Dağı ana gibi yar gibi;
Beni gurbet elde bağrına bastın
Esrarım sineni yaktı nar gibi
Ne darıldın bana, ne surat astın
Bahar geldi yeşil verdin al verdin
Gün doğmasın Erciyes’in başına
Sen var iken şavkımasın boşuna
Uğrun uğrun kızlar bakar peşine
Bakın kızlar bakın Furkan geliyor
Salına salına aslan geliyor
Şiiri sehven iki kere yayınlamışım. Altındaki yorumları buraya alarak birini sildim. Özür dilerim...
...
Leyli Can Şiiri Hakkında;
Âşık Cinasî: Bu ne güzel bir şiirdir, ne güzel bir koşmadır. Şimdi kalkıp mercekle uyak aramanın, biçime dayalı kural aramanın bir anlamı var mı? Şiiri ...