Osman Demircan Şiirleri - Şair Osman Dem ...

Osman Demircan

Dökülürken dilimden seni istemeler halden hale girdim.
Ben her kopan parçamla seni diledim adını ezberledim.
En ağır kaybı aşkla elde ettim kupkuru dala benzedim.

Varlığımı gül bahçesinden devşirdim sana meyil verdim.
Tüm çiçekler güldü halime ben papatyayla helalleştim.

Devamını Oku
Osman Demircan

Bir dağın uçurumunun ucuna dökülen bir damlasın. Düşsen dağ hiçbir şey kaybetmeyecek. Yerinde kalsan kuruyup kaybolacaksın. Bir hiçsin güzellik dolu kabalığın içinde. Bir katedraldeki en ve boysun; düzlem ve yüzeysin. Sınırlısın ve pek tabi ki üçüncü boyutsun. Derinliksin yani. Oysa bir katedralin sınırları olmamalı. Sonsuzluğu aradığın yer üç boyutlu değil, dört boyutlu olmalı. Yani sonsuz olmalı. Kendine ne kadar kutsal değerler yüklesen de ey sevgili, sonsuz değilsin. Sınırlısın ey sevgili! Zamanın içinde bir dakika, bir saniye, bir saatsin, birkaç yılsın. Bir caminin taşları arasındaki çizgisin. Kendini taşlar arasında gizleyen Tanrı'nın sözlerisin. Yine de Tanrı değilsin ey sevgili. Bir sütun başlığındaki bezemesin. Çok güzelsin; ama tapınaksın. Tapınılacak kadar sonsuz ve dört boyutlu değilsin. Kimsenin dört olmadığı gibi sen de üçsün. Üç boyutlusun. Sonu olan bir güzelliksin. Bu yüzden kabasın ey sevgili. Prizmatik ögelerin yan yana ve üst üste dizilmek suretiyle oluşturdukları geometrik hareket manzumesisin. Küpsün, üçgen prizmasın; ama iki sayı arasındaki sonsuzluk değilsin. Birsin; ama tek değilsin. Yani, bir bütün birlik içinde yer alan parçaların kendi içlerinde de bir bütün birlik oluşturmaları anlamında tektoniksin. Yüreğimde depremler yaratsan da, Tanrı değilsin. Bir bütünün içinde ya sayısın ya renksin ya ögesin. Yani manzarasın; ama gözlerime muhtaçsın. Bir ağlasam, bakışlarımdan silinip gideceksin. Işık ve gölgenin dilinde bir bezemesin. Karanlıkta ise yokluksun. Varlığın ve yokluğun masalsıdır. Bir varmış bir yokmuşun arasındasın. Ey sevgili böbürlenme bu kadar. Dünya kalabalığının içinde, sadece bir yerin var. Hayat o kadar sıkışık ki, sen gidersen, yerini hemen bir başkası alır. Sanma ki bu dünyada yaşayan herkes, sonsuz yerinde kalır. Sonsuz değilsin sevgili, bir sonsun. Değerli mobilya ve döşemelerin güneş ışınlarından korunması gibi, sen de gün kaçağısın. Gecelerimde ise bir mum ışığı kadarsın. Titreyen ay ışığı altında sallanan bir dalsın. Beni bu şekilde korkutamazsın. Bir pencere kenarındaki sardunyasın. Bir evin pervazlarına takılıp kalansın. Asla güvercinler gibi uçamazsın. Aynı nokta içinde binlerce noktasın. Sonuçta bir virgül olamazsın. Sen gecelerimde bir mum ışığı kadarsın. Sabahın ilk ışıklarıyla yok olacaksın. Yatağım yorgun olsa da, kollarım iki kürek gibi sallanıp boşlukta mezarımı kazsa da, sen saçaklarımda erimeye yüz tutan buzlar gibi hayatımdan su gibi akıp kaybolacaksın. Ve hayatıma bahar gelince de sana dur demeyeceğim. Günün ilk sıcaklığıyla sana güle güle diyeceğim. Çünkü sen gecelerimde bir mum ışığı kadarsın. Çürüyen bir meyveyi dalında tutmanın anlamı yok. Senli öpüşlerin dudakları çürürken, sana hoşçakal demek düşer. Çünkü sen dudaklarımdan bir çürük elma gibi düşerken yere, gülüşlerimde kokun kaybolur gider. Sen istemezsen de, aşk ilk önce dudaklarda biter.

Devamını Oku
Osman Demircan

Ağacı kırılmış bir ormanın kuytusunda,
Daha büyük yaşamak için,
Yaşamayı göze almış küçük kuş
Arada bir kül olmaktan gocunmayan
Bir ormandaysa,
Korkmamayı öğrenir elbet.

Devamını Oku
Osman Demircan

Senin için günah işledim.
Senin için arındım sonra.
Ruhumu kaptım kurtardım.
Yanına geldim.

Bir ateş böceği gibi

Devamını Oku
Osman Demircan

PKK dinci bir örgüt olsaydı ne olurdu acaba.Abdullah Öcalan da bir tarikat şeyhi olsaydı ve gidip İmralı’da hapis yatsaydı ne olurdu.PKK’lılar Avrupa’dan, Amerika’dan ve İsrail’den değil de; İran’dan destek alsaydı acaba Türkiye’deki Müslümanların durumu ne olurdu?
İslam’ın terörle ilişkilendirildiği bir dünyada ve sürekli iftiraların Müslümanların üzerine boca edildiği bir siyaset arenasında kabak yine dindar insanların başında patlayacaktı.Oysa ki Türkiye’deki ellerin kimlerin cebinde olduğu pek net değil.İnsanlar çıkarları doğrultusunda politikalar belirlemektedirler.Yani istenirse Türkiye’de yeni bir örgüt ortaya çıkarılabilir.Bu örgüt Türkiye içinden ve dışından beslenebilir.Adına da şu laik örgüt, dinci örgüt, sol örgüt denilebilir.Amaç istismarsa, Türkiye’yi bölmekse her türlü düşünce yapısı illegal bir örgüt yapısına dönüştürülebilir.Eğer birlikte yaşama kültürü bir toplumda oluşturulmamışsa, o toplum yapısı her an dağılabilir.
Eğer bir ülke kendini yönetme kudretinde değilse, başkalarının emrine amade olması muhtemeldir. Sürekli borçlanan, kendi silahını kendi üretemeyen, kendi düşünce sistemini kuramayıp Avrupalı gibi düşünme sürecini benimseyen bir ülkeden ne beklenebilir.
Öyle bir ülke ki kimin eli kimin cebinde belli değil.PKK istenirse bitirilebilir.Şu dünyada istenirse her şey yapılabilir.Demek ki birileri bu meseleyi bitirmek istemiyor.Çünkü birlikte yaşama kültürünü birileri Türkiye’ye çok görüyor.
PKK dinci bir örgüt olsaydı ne olurdu? Gidip Danıştay’ı mı bombalardı yoksa Cumhuriyet gazetesini mi havaya uçururdu?
Şöyle düşünün bir ülkede azınlık mı güç kullanır çoğunluk mu? Çoğunluk herhangi bir şey isteme temayülünde olmayacağı için şiddet kullanmaya teşebbüs etmeyecektir.Azınlık ise çoğunluğun hegemonyasından kurtulmak için güç kullanacaktır, gerekirse dış ülkelerden destek alacaktır. Türkiye’de Kürtler azınlık değildir.PKK bu yüzden Kürtlerin değildir.

Devamını Oku
Osman Demircan

Hangi kapıyı çalsam yine yoksun
Bana kıt kanaat kimlere çoksun
Hayatın akıp giden zamanlarında
Elime dökülen anlık mutluluksun

Yokluğun kapı kapı İstanbul'dur

Devamını Oku
Osman Demircan

İnsanların beyninde o kadar darağacı o kadar sehpa var ki 301. maddeyi gölgede bırakacak cinsten. Yok efendim sen nasıl şu kelimeyi kullanırsın! Yok efendim yazdıkların müslümanlığa sığar mı? Yazar bu tür sağlıksız düşüncelerin kol gezdiği bir toplumda karakolla tanıştırılacaktır. Kalem cehalete mahkum edilmek istenecektir kuşkusuz.
Şimdi size sorarım.Hangi kafa böyle düşüncelerle doluyken aydınlık bir göze ve bakışa sahip olabilir? O gözlerin sahibi bir başkası için ağlayabilir mi? Hayatı boyunca silahın gölgesinde uyutulanlar, uyandırılabilir mi?
Her insan yüreğinin büyüklüğü kadar düşünür şüphesiz. Niçin küçük düşünüyoruz öyleyse? Başkasını anlama cesaretini yüreğimizde hissedemediğimiz için mi. Daha çok şiddet naraları attığımız için mi.
Yargılarımız ya darağacında ip oluyor ya da boğazımızda ilmik. Ya öleceksin ya da manda gibi yaşayacaksın türünden bir adalet bu. Bir değer yargısı içinde otlanıp dur der gibi.
Yazarın kalemi esaret altına alınıp kırılmak isteniyor. Eli silahlı adamlar eli kalem tutanlarla bilek güreşine tutuşuyor. Eli mahkum insanlar yaratılmaya çalışılıyor. Kaybeden ilim ve toplum oluyor. Kazanan cehalet...
Yazar özgür olmalı. Bir ülkede en önemli şey ifade özgürlüğüdür. Derseniz ki benim maneviyatıma küfredemez. Ben de derim ki ' Türk milleti çok akıllıdır.' sözünü bir düşün.

Devamını Oku
Osman Demircan

Tüm acılarım dipsiz hem sessiz.
Kül renkli buluttuk yandı kalbimiz
Suya düştü bütün hayallerimiz
Kör kuyularda kayboldu aksimiz

Aynı yürekte çarpardı sevgimiz

Devamını Oku
Osman Demircan

Cennet hayaliyle çekilir mi onca acılar
Uçuşan alaycı kuşlar yüreğimi gagalar
Allah'la derdi olan benden hesap sorar
Bıktım desen tüm kirli sular beni boğar

Gül rengi gülüşler coğrafyamdan kaçar

Devamını Oku
Osman Demircan

Dünya çok katı yerinden yırtılır.
İnceldiği yerden kopar kıyamet.
Beton canavarlar düşer peşine.
Kaçmak istesen gururun incinir.

Depreme tutulan kalbin sarsılır.

Devamını Oku