Süveyda efsûnundan sükût diye melâlim
Hep hasretin bestesi… zûlümdür bu ey zâlim!
Bülbüller, kanarlar da visâlin baharına
Gönlümüz, hiç doymadı bu hicrân pınarına
Şehlâ nazarından şebrenge düşen
İmrenir yıldızlar, hoşnigâhından.
Kendine kızıp da, kendine küsen
Kül olur sözcükler, hoşnigâhından
****
Yıllara mahpusluk, yıllara eşlik
Sürmene kayık tarabya çeketin
Hududu kalmadı bizim kümesin
Dört yüz bin dolar eder memleketin
Hududu kalmadı bizim kümesin.
********
Ne satayım ağam söyle ne satayım
Tanzim bu tanzim siklet bu sikletmiş
Karaborsa fikrimi kim zikretmiş
Kavgada cellat kavgada padişah
Birazcık camiiye girmiyor günah
Pek zül bir velveleyle çatışan milletimin
İnanın hiç tâkati kalmadı hayretimin
Üç soyguncu kaltaba çiğnermiş hakkımızı
Şu takiyye devrinde aldılar aklımızı
Ziyân olan mülkümüz ziyân olan istikbâl
Kanımda kaynayan zehir sükûtum
Katranda boğulan leylîn kanar mı?
Nice vâveylâyı derûna yuttum
Yazılacak başka bir şeyim var mı?
Yıllar bir fâsıl hicrân zedeyim
Kanımda dolaşan sükûta dokun
Dokun da gönlümü müsterih eyle
Nedenini sormak varın ve yoğun
Mezar taşına bir fatiha işlemeyle
Vadede bir emanet emanet bir can
Han sizin mal sizindir başka karun istemez
Padişahım saraydan sokaklara inemez
Devletlinin talih kuşu başlara pislesin
Bu yoz düzende sivrisinek çalsın söylesin
Bir Ekim sıcağında sefere nâmzet olduk
Kasıma göz kırparken Kenan diyarı bulduk
Mescitte edâ edip sabahı öyle çıktık
Tayyârede güneşe bir günaydın bıraktık
Sıra sıra yürürken Mustafa bey ardından
Hasrete aşina olmuş dillerim
Ben bana gölgeyim kimseler bilmez
Bir közde kavrulan pare ciğerim
Ben bana gölgeyim kimseler bilmez
Yıllar rakamlardan ibaret yığın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!