Siyahın derinliğine saklanan, sırlar...
Muştu bekler gözler...
kayıp incilerden
Beton yüzlü şehirler gibi tanışık
Ve tanıdık,
vahşetli ölüm asrını
İmla Hatası ve Yaşama Bozukluğu
Fegane zilletinde bir medeniyet
Dalgalanan erkekçiler bayrağı
Yaşasın modern köleler
pazarlığa çıkarılsın
Sakız fiyatına naylon sevdalar
Efradına ayân olunca beyân
Bahara çiçek sorulmaz üstadım
Gözlerdeki ufuktan vurunca kan
Mermiye kurşun sıkılmaz üstadım
“İnsan düşünen varlıkmış” safsata!
Eslemiyle beklenen yıllar oldu
Kimi hasretinle bahtiyâr oldu
Sandın dağlar taşlar tarumâr oldu
Pinhânıyla gönlünü dağladın sen
İnceden bozulmaz ezberle adın
Saklıdır göğsünde bir beyaz nağme
Duyulur elbet bu mavi ıstırap
Bir dağ yüreği titreyince değme!
Görünen hakikat değil bir serap...
Yalnız ümitle bağlanan kim varsa
Nevbetine ümit düşer hasretin
Her seherde açar güller gelemem
Karanlığa ay gibidir suretin
Nihale hayranım lakin gelemem
İnsan yaşar yaşar insan ruhuyla
Sünûhat kalbinde, taşan nigârın, hasretin
Bir bakış bir nefes yaşamak, öylece çetin
Canın, nicedir beklediği, hülyalı düşler
Bir serâb gibi, bencileyin, beni görmüşler...
Nur gibi esrârı... Düşüyor, yazgısı haktan
Gonca güllerin, açıp solduğu o yanaktan;
Darağacına sürgün gecelerden
Anlat bana vurgun kuşları anlat
Zahit demiyle yanan Ebu zerden
Ölümün öldüğü diyarı anlat!
Leyla meyinden içen her kimse
Hilafeti İstanbul şamın bağdadın nerde?
Nice şüheda makbersizdir viranelerde.
Ahir zaman alameti meftaha imrenmek
Bîçare milletin yükünden çekilmek demek!
Leyligâh beyânım bahr-î ümidim
Mücerret taarruz ahûnigâhın
Bîinsâf gönülden hicrân belledim
Dağlardan dağlara ahûnigâhın
****
Bîkarâr aklımı mesnetsiz eder
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!