Sükuta gebeyim, takdire razı
Yılların, yıllara vardır ikazı
Öncesi sonrası, silinmez yazı
Ümitle kalbin sensin beklediği...
Ey uzaklara giden yadigarım
Kalem sûkuta olurken tercüman
Sen bu derin sularda yan gönül yan
İçten içe damla damla sızlayan
Muhabbet dergâhının nağmesidir...
Nicenin hedefi kavuşmak derdi
Karanlık suların aktığı düşten
Bir sandal gibi kaybolan uzakta.
Müjdeleri saklı, bu son dönüşten
Gözlerim, gözleri uğurlamakta...
Gönül hasreti, yürekte feveran
Gönül kovanı yanar da süzülür.
Çöker omuzlar, bellerin bükülür.
Ne kahır ne dert saçların beyazı;
Bin pare içinde ömrün sökülür…
Sönük gözlerin, hayat bilmecesi.
Ebede giderken, visal ilinden
Dönülmez yollar, gönül menzilinden
Gidenleri hep bahtiyar olurlar
Gözden ötede o yari bulurlar
Hasretin ziyası dem vuruyorken
Ummanın içinde can kuruyorken
Sünûhat kalbinde, taşan nigârın, hasretin
Bir bakış bir nefes yaşamak, öylece çetin
Canın, nicedir beklediği, hülyalı düşler
Bir serâb gibi, bencileyin, beni görmüşler...
Nur gibi esrârı... Düşüyor, yazgısı haktan
Gonca güllerin, açıp solduğu o yanaktan;
Lahuti nurlar gibi bir ziyadır Lâyefna
Örümcek gözlerinde zindandır bu dünya!
Kefilim çocuklara, analara ve babalara
Çünkü hasretin doğurduğu;
Her kavuşanın beklediği bir bebektir Lâyefna.
Sönmedi bağrımda suskun ateşin
Sulara küskün gönlüm seni bekler
Akılda hudut ister keşmekeşin
Yıldızlardan gözlerimde dilekler!
Sonsuzluğun kapısı bu son mihrak
Nice insanı yakanlar fırında
Kırımdır ölen, annenin karnında
Vietnam ve Hiroşima falında...
Adı sözde ermeni soykırımı...!
Cezayir'de fransız barbarlığı
Farkı yoktur çoğunun ölülerden
Nefes alıp verdiğine bakmayın
Hayatın eşek sırtı semerlerden
Sürdüğü iniş yokuşa bakmayın..
İnsan var hayvanlık ona münasip
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!