Devir zamanın yolcusu.
Önce sonradan ibaret..
Uzak yakının korkusu.
Uçup göçmeden ibaret..
Beyaz siyahın hayali
Karanlığa uzanır yol, ufuklar pek derin
Yıldızlar söyler, her vedasını gecelerin
İmdat eyleyen yolcu, fatihasız gidecek.
Sünûhat deryası bu kalbimi titretecek.
Topraktan bir elbise giyen; beni bağışla.
Gecenin nefesiyle karanlığı soluyan biri var
Söner lambalar, masa da mumların yeri var
Tek kıvılcım da parıltının, ışık ışık haberi var
Ah... Eriyor ruhum her nesnenin kaderi var
Karşımda, saatimin 'tik tak' ölen sesleri var
Giderler..
Söker gibi yerinden dağları ve ağaçları
Çekmesi gibi güneşin topraktan
O aydınlık gün bakışları
Sapan taşlarının vurması gibi serçeleri
Öylece habersizce giderler
Çıkıp sokak sokak hendek kazacak
Polise, askere kurşun sıkacak
Moskofla el etek tutuşturacak
Adı sözde halkların kardeşliği...
Bodrumda ölen insanlık dediler
Hira'nın kalbi çarparken o son peygambere
Nabızlarımdan inleme ey kalbim boşuna
Bir kütüğün zarif kalbi ağlarken minbere
Göğsümde gözyaşı dökme ey kalbim boşuna!
Mekke’nin kalbi yanarken asra özlemle
Akar sular; yer yarılır taş yarılır
Sabır yayından bir sivri ok atılır
Çekeni ayrı alem, vurulanı ayrı
Göreni ayrı alem, bakılanı ayrı…
Yanar ateşler; kül tozar yel tozar..
Sürgün kalplerin sürgün düşlerine
Cefa omuzlara bir yüktür şimdi
Sürgün kalplerin kırgın yüzlerine
Sabır taşlara ne büyüktür şimdi!
Hatırası vardır elbet solanın
Esrarın var, rengin var, amanın var.
Elem elem senin de hüsranın var.
Gün batar gün doğar, ömür biter amma...
Umudun elinde bir ummanın var.
Ömür seferin geçilmez kalınca.
Bir nida dokunur ruha, aman bulunmaz.
Şeddeli okunur dua, derman bulunmaz.
Bir elif rüyaya daldı, zaman bulunmaz.
Sabır taşın toz oldu, ferman bulunmaz.
Bu füruzan alevini, şems bile kıskanır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!