Elif kalesindeyim tek, Mim kapısına yönelip gideceğim
Yansa da bedenim, bir ah çekip yine de gülümseyeceğim.
İmanımdan bin bir zevkledir, aşk-a ölüp hakça yanışım
Aklım, Ruhum secde de, rükudadır hep arzuma kanışım..
Çelik çomak oynuyorum sensizliğin meydanında.
Yaşayamadıklarımı çomak,
Yaşadıklarımı çelik yapıyorum.
Bir taş koyuyorum yüreğime
Bir çizgi çiziyorum gözlerime
Vuruyorum dikenli çeliği
artık aynaya düşen suret
BİR'den BİR'e doğrulduğunu bilmeden
konuştuğunu sanır sırra düşeli
bilmez ki ayna da BİR/iz
sanıpta doğru bilinenlerin yanında
gerçek O ‘BİR’gün gibi aşikardı aslında
Falan filan feşmekan
Laga lugadan cart curt
Pata küte bam güm
Abolo sobolobo abolo humba...
Ya herro ya merro
Dün geceydi, açtım ellerimi Rabbe
Tuz basmıştım dillerime, yansın diye
Yüreğime ektim, tam yüz on dört habbe
Felluceye ağıt, İmandan hediye.
Kaç damla eridim, düştüm ayaklara
Dîvanda divaneyim, aklım fikrim dârda
Figanda bülbüllerim güllerim hep hârda
Kadınımsın;
hayat arkadaşım
apansız gecelerde sırdaşım.
ihanetime göğüs geren,
yinede yoluma güller seren.,
karımsın...
Kırılır kalem yırtılır artık sayfalar
Hep düşlerinde bir çocuk ağlar
Yitirilmiş okyanusların ortasında
Terk etmez mi gemiyi! o tayfalar
Gül yüzlü çocuk ne zaman gülecek
İpekleşir bu/harlaşır, hep yürek/im de d/ağlarım
Bir eyvallah gönderirim Adalet denen O Şaha
Mevsimleşir baharlaşır, içim içimde d/ağlarım
İns HûvAllahhû eririm, Muhammed/en Padi/Şaha
O ki Güller Sultanı, Nur Cemalli ve Kainatın efendisidir
Kur-an’ı Hak Muhammed Mustafa, Allah’ın son elçisidir…
Bilcümle İnsanlık kendine biçare acze düştüğünde
Gökten İlahî Elif ‘NUR’, son ‘elçidir’ diye çöle inmiş
Beden ki: hamalı olduğu cana susarak küstüğünde
terkeden terketsin
sen kendinden nereye gidersin
ıssız olsa da sen olan yerler
sen olan yerler ancak sana gelirler
yıkılsa da kalem kalkar bir gün
kim giderse gitsin doğar yeni bir gün