Bir yanan yürek karşısında hep hatırlasın!
Bir’den sonra İki nefeslenmesin
kendini bağırmak için 'ben birden sonra gelirim' diye
Çiftleşmemiş olsun umutlarla, özlemlerle
Birlikte açmaktı kollarımızı insanlığa
Haykırmaktı insan olmayanlara
Bir ışık yakacaktık karanlığa
Olmadı gözüm neyliyek...
Kaçamadık insanların yobazlığından
ortadoğu sunaklarında oynayan çocuklar!
sizin alın yazınız değil mi sunaklarda kurban olmak?
oluk-oluk kanlarda yıkanmak,
ve sonra gidip utanç duvarına ağlamak-ağlatmak(!) .
bu muydu tabletlerdeki on emirden anlamak?
Alın teri taciri ‘Sivil Toplum Örgütleri’,
Sizin neyinize işçinin 1-Mayıs günleri..(!)
O meydan hak arama meydanıdır, ‘hesap’ sorma meydanı değil! !
Hesap sorulmasına sorulacaktır elbet, Alın teri adına, geçim adına, açlık ve sefalet adına gelecekteki kaygılarımız adına, sosyal adalet, eşitsizlik, insana yakışır bir gelir, adaletli vergi politikası adına…
Bir yafta var gölgemde, yaşamak denen zûlümden
Hayat dolu terazi, kefenin teki ölümden
Ne güzel dengelemiş; mahlûkat zamanı ölüm!
Allah’ın ipini Raks ettir manada
Kaybetsin kendini Kirmanî aynada
Ah/sensin hep yakanım ol
Sen/sin birce bakanım ol
Yıllar boyu akanım ol
Arşıma dursun sözlerin
Iskat düştüm bî-çareyim!
kaç zamandır seni düşlerim
düşlerim de! hayal tükenir
zerre zerre seni yaşarım
zerreler de vuslat tükenir.
bilmeden seni ararım karanlıklarda
Say ki benim sana olan düşkünlüğüm, yangınlığım
loş oda duvarlarında dans eden titrek bir mum alevi olsun,
tül perdeli penceremin açıklığında.
terkeden terketsin
sen kendinden nereye gidersin
ıssız olsa da sen olan yerler
sen olan yerler ancak sana gelirler
yıkılsa da kalem kalkar bir gün
kim giderse gitsin doğar yeni bir gün