Yanağımda Kuruyan Bir Damlasın...
Geceden bir damla düşer gökyüzünden
Ve takılı kalır kirpiklerimde,
İki kişi sedanın derinliğinde, terennümde…
Sen CAN bense kanayan SIZIYIM
Şu yalan dünyadasın sen çıksan da yakuttan taht'a
Netice itibarıyla taht; tahta değil mi tahta? ..
yine tutuştu kıvılcımlar
yanmakta buram buram
gidiyorken atsızın otağına
anlamını yitiriyor dünyam
tut ellerimden ey kürşad ata
bu gece yalnızlığımı asıyorum
sokak lambalarının üşümüşlüğüne.
rengi olamayan ve hep kanayan
gölgelerimin ayak seslerini bırakarak
terk ediyorum rengi azap şehrini
bu gece ey sevgili bu gece.
Nefsindir düşmanın hem güman hem yaman
Arsızdan uzak dur aman kızım aman!
Yol ayrımlarında tarafsızsa zaman
Solgun yüzümü seç babanla geç kızım
İzbe sokaklardan alırsan bir yara
Özledim, sadece bununla yetindim
Diyemedim kimselere diyemedim
Kahroldum yokluğunun buğusunda
Tükendim defalarca kez tükendim…
Değişmedi solgun suretim aynalarda
Şu hayat adına
yaşama karşı hiç bir yanlışım olmadı
ve yoktur katledici bir fiilim! ..
Bir türlü anlamadım
neden aranıyorum ki ölümlerce
neden ölümlere ben fâilim? ..
Edebin meydanı ezel Asya’dan
Horasan erleri güzel Asya’dan
Rumeli Konya’ya gazel Asya’dan
Shot at 2007-08-17
dışını unut içini bul
sıyrıl dışından artık kurtul
terkeden terketsin
sen kendinden nereye gidersin
ıssız olsa da sen olan yerler
sen olan yerler ancak sana gelirler
yıkılsa da kalem kalkar bir gün
kim giderse gitsin doğar yeni bir gün