Çırpınışlarımız, şikayet edip isyan edişimiz, yetmeyince sessiz çığlıkları içimize gömüşümüzden sonra anlıyoruz
Aslında kimseyle alıp veremediğimiz birşey yok tüm derdimiz kendimizle
Kendimizi ikna edemeyişimizle
Yanlışa, hataya bile bile yürümemizle ilgili.
Sonrası
Yavaş yavaş azalıyor insan zamanla
Bir yaz akşamı
Acemi, ürkek telaş içinde
Gözlerin gözlerime kilitli
Avuçlarımda ellerin
Donumuza kadar ıslanalım seninle
Paçalarımızdan dökülsün yağmur suları
Al sevgini kalbime çal geriye dönme
Bitsin hazan mevsimi yüzüm yokluğa dönsün
İpekten bir kilime resmini yapsam
Penceresi kırık odama assam
Yedi kilit vursam tahta kapıya
Yedi anahtarı sarsam yedi yaraya
Kaç kez öldüm, kaç kez küllerimden yeniden doğdum
Oturup saymadım bile
Gök aynı gök, güneş aynı güneş, görüyorum.
Değişen yalnızca ben.
Bakmakla görmediğim
Okumakla öğrenemediğim ne varsa
Güneş güldüğün,
Yaşamak olduğun yerdir
Dünyanın yükü, gamı, kederi
Umurumda değil
Yeterki, ellerin avuçlarımda terlesin
Başı okşanmamış bir çocuk muhtaçlığı sana hasretim
Elimde geçen bahardan kalma Kurumuş Çiçeklerle yolunu bekliyorum
Gel, yeşert kuru dalları
Yeşile boya umutlarımı
Boynu bükük yetim bir çocuktu sana hasretim
Bilmezdin
Bir Ah 'la insan kaç yerinden kırılır
Ve her sabaha nasıl bir umutla uyanır
Bilirmisin
Kurduğu hayallerin azade sınırsızlığında
Hayatına adım atmak
Cesaret ve adam işiydi
Sessizliğe bürümüş bir yalnızlık değildi sadece
Bekleyişin
Bir pencere kenarında yol beklerken
Ömrünü yolcu etmiş bir yorgunluktu beni bekleyen
Yıkık bir kentin evsiz çocukları gibiyiz
Kederden bir ıslıkla türkü tutturmuş
Her ayrılığı kendimize hak bilmiş
gönül hanemize kazımışız
Umut denen illeti
Ve onunla tutunmuşuz
Yitik sevdaları herkes bilir
Benimkisi yitik bir dert gibi sarmış Ruhumu
Tanıdık iniltileri İçimde feryat figan ediyor
Geçmez zaman
Körelen geceler ışığa hasret
Bulmaz yerini hiçbir şey gönlümde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!