Kervan yola dizileli çok olmuş
İş bahaneye kalmışsa sevdiğim
Üzümü çöpü armudu sapı incitir
Bir yaprak düşer dalından Usulca
Adına intihar deyip dürülür defteri
Yedi düvele selası okunur aşkın
Var git yoluna uğurlar ola
Koca okyanusa düşen bir su damlası gibiydin
Kimin umurunda
Kimliksiz, tarifsiz bir tutulmaydı aşkın
Karşılığı olmayan bir paranoya
Durulmak bilmeyen bulanık bir su
Seni tanıyana
Seni bilene
Seni sevene
Varlığın akla sığmaz dile gelmez mucize
Gölgenin düştüğü yerde çiçekler açar
Bir mum ışığında aydınlanır bütün dünya
Şimdi
En durgun ve vurgun yemiş halimle
Mülteci bir kedere boyun eğmiş
Kalbim elverdikçe isyandayım İçimde
Boğuk rüzgar sesleri geliyor uzaktan
Takılır boğazıma öylece düğümlenir
Senden sonra
gökkuşağı bezemiş göğü
Bakmaya gözlerimde fer kalmamış
Kelebekler, Çiçekler,
Dünya ilkbahar olmuş
Gezmeye dizde derman yok
Yaş alınca anlıyor insan,
Yalnızken şarkı söylemenin mutluluktan değil
Kendi kendine konuşup deli sanılma korkusundan olduğunu
Suskunluğunu bozup içine gömdüklerinin dışarıya taşıp kabuk bağlamayan yaranın tekrar kanamasından
İnsan olmayana yaranın aşikar edilmesinden
Yalnızlık ne çıldırtan bir şey
Küçük bir çocuğu bir gecede büyüten
Koca koca insanları çocuklaştıran
karşı koyulmaz kabûs.
Her insana her şey yakışmıyor
Yalnızlık bile erbabında
asil ve güzel.
Bir hırkaya bürünmüş her bedenin
Taşıdığı ruha özlem duyar
İnsanlıktan anlayan
Kimse kimseyle tamamlanmıyor
Bütün bu cümbüş eksik yanımızın yalnızlık senfonisindeki dansından ibaret.
Ömrün vazgeçiş evresinde insan yalnız kalmanın lütufkar ve cömert yüzüyle tanışıyor.
Sükut ve yalnızlık ne güzel bir yeni varoluş
Uğruna adaklar adayıp gözlerinde kaybolma
Elinde tutup nereye olursa gidip geri dönmemek
Bütün dünyayı içimizdeki titrek bir tınıya feda etmenin
Karşılığı olmayan bir hayal kırıklığına büründüğüne şahit olduğumuz gün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!