belki bir gün düşecek bir yıldız
gecenin karanlığından
gemilerin yırttığı atlas sulara
ve gözlerimin mavisinden
sana biriktirdiğim damlalar
ayaklarıma takılmış hatıralarda
KALBİMİN ACISI
Kalbimin çeperini yırtan bir acıdır
Yayılan damarlarıma
Uykumun sessizliğinde
Yıldızlar taklar kurarken
Seni sevdiğimden mi bilemem
Bu şehre bir başka bağlanmaktayım
İçimde iz yaptı tren rayları
Demir örslerde dağlanmaktayım
Sen gittin ben kaldım hatıralarla
BİLSEN
bilsen gece nasıl yalnızlıktır-
üşür insan yokluğun pençesinde-
oysa ikimizde muhtacız biliyorsun-
dövüldük ağır ağır-
BEKÇİ AMCA
Duvarların gölgesinde uzunca bir sedir
Umutların yollarına kalınca bir demir
Birkaç paket sigaraya sığdırılmış ömür
Sabah olmaz gönüllerde gündüz gözü karanlık
bu gün yağmur yağıyordu
soğuktu ve kalleş ayrılıkların pusu vardı havada
aklımda o eski sonbahar
içimde buzlanmış bir aşk vardı...
omuzlarım yorgun hamallar kadar eski
hatıralar duruyor köşe başlarında
ŞEHİR VE SEN
Ne zaman şehre yağmur yağsa
Sen gelirsin aklıma
Gidişin gelir
Yollarında yürüyüşün
bir sabah uyandığımda şefkatli bir el bulsam başımda
ya da içime doğsa hiç habersiz insem tren istasyonuna
ve beklesem siyah raylara bakarak
Şimdi saat bir garip yalpalamada
ateşin dudaklarında eriyor bir kıvılcım
Yazdığım okuduğum ne varsa aşka dair
Dökülüyor derin bir uçurum yalnızlığına
Esiyor deniz üstü bir rüzgar
Sonbahar yapraklarını topluyor kuytularda
Uzun raylar üzerinde bir tren gidiyor
Siyah dumanlarına katık ediyor göz yaşlarımı
Etrafında papatyalar sarı beyaz
Bir mendil sallıyor uzaktan çobanlar
Hayallerinde süsledikleri yolculuklarına
Benim ise uçuruyor rüzgar umutlarımı
meraba şiirlerinizi beğendim.tebrik ederim.ayrıca soyad benzerliğide ilgimi çekti...