Bursada doğdum İzmir de yaşıyorum
gökyüzü susuyordu o sabah
ve dünya ilk defa sana benziyordu
bir doğumhanede değil,
kâinatın tam kalbinde açtın gözlerini
gözlerin iki sonsuz göl
benim bütün boşluklarımla doldu
bir vakitler gölgem düşerdi çocukların yüzüne,
rüzgârla fısıldaşırdım,
gökyüzüne dua gibi yükselirdi dallarım.
şimdi gövdemde duman var,
kül var,
sessizlik var…
Gün, göğün kenarında paslı bir bıçak gibi yavaşça kayarken aşağı,
Sahil yolunun kıyısında ne tam gece ne de gündüzdüm ben,
Yalpalayan ışıkların içine sinmiş o belli belirsiz kederle
İçimde biriken her şeyin üstüne sürdüm motorumu
Ve bilerek açtım vizörü,
Yüzüme çarpsın diye bütün birikmiş zaman…
Aşkı sorarsan Serin
önce kendine bak
bir gülüşle başlayan o titreşimi
bir şarkının ortasında duran suskunluğu…
birinin adını duyunca kalbinin yürüyüşünü değiştiriyorsa
işte orada başlar zamanın başka bir dili.
Ben seni hiçbir zaman heykellerden öğrenmedim.
Resimlerin vardı elbette,
Ama esas izini, insanların gözlerinde gördüm.
Sana inanmış bir öğretmenin sesinde,
Sabahın köründe okula giden bir çocuğun sırt çantasında,
Bir annenin elindeki ekmekte.
Ben seni hep
yüzüme düşen bir gölge gibi hatırladım baba,
pencereler kapanırken içimde,
sessizliğini duyardım önce
bir şiirin içinde kaybolmuş
ve orada sonsuza dek kalmaya yemin etmiş gibi…
Hayat bir terazi değil,
ve sen ne kadar hak ettiğini anlatsan da,
duymaz bazen duvarlar,
dönmez çark, kırılır ip,
düşersin en olmadık yerden,
gökyüzü bile bakmaz yüzüne.
Ben bir gün
bir gölgede kalırsam,
güneş sizi seçsin diye dua ettim
her doğan sabahı,
iki ayrı yüzünüzde tek bir ışık gibi görerek.
ben seni en çok gülerken sevdim
çünkü o anlarda zaman durmuş gibiydi
ve dünya, bir çocuğun gamzesinde yuvarlanıyordu
gülüşünün içine sakladım kendimi
bir cümle bittiğinde,
bir düş başlarken,
Burası dünya…
yüksek sesle konuşanların daha çok duyulduğu,
ve fısıltıyla sevenlerin
daima kaybettiği yer.
Burada en çok acı çekenler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!