Onur Bilge Şiirleri - Şair Onur Bilge

Onur Bilge

Sendeysem varım
Bendeysem yarım…

Devamını Oku
Onur Bilge

Deli olurum, deli; tekrar duyabilsem sesini! ..
İçimi yakar rengi evrenin, dekoru, deseni…
Gözlerim kapalıyken de görebilmek için seni
Damar damar işledim gözkapaklarıma resmini.

Devamını Oku
Onur Bilge

Bunlar benim ellerim, gözlerim mi?
Benim mi bu beyin, yoksa Senin mi?
Bu düşündüklerim, bu duygularım…
Rabbim, ya yüreğim, canım benim mi?

Devamını Oku
Onur Bilge

Bir anlık bakışın anlattığını
Beyin tasarlayıp, kalem yazamaz!
O iletişimin sessiz hızını
Hiçbir teknolojik araç aşamaz!

Devamını Oku
Onur Bilge

Gözsüz ayna bilmez, güzelliğini
Kör camlara değil, bir de bana sor!
Kim bilir, sayısız özelliğini?
Seni nasıl sevdim, bir de bana sor!

Devamını Oku
Onur Bilge

Bazısı kalbinde yaşar, çıkamaz
Bazısı beyninde sıkışıp kalmış.
Bazısı bedende; hiç kurtulamaz!
Ruhta yaşayanlar, bir daha ölmez.

Devamını Oku
Onur Bilge

Ezan okunuyor, bir 'Allah! ..’ sesi!
Allah aşığı bir kulun nefesi…
Nasıl etkiliyor, nasıl, herkesi! ..
Bütün Bilal’leri bağışla, Rabbim!

Devamını Oku
Onur Bilge

Hiç konuşmasak da arkadaştık biz
Oyun oynuyorduk sevinç içinde
Seninle el ele dağlar aştık biz
Mutluluğa erdik olsa da Çin’de

Yere basmıyordum kayıyordum ben

Devamını Oku
Onur Bilge

Onur BİLGE

Takvimlerde kışın bitmiş olduğu üç cemrenin düştüğü belirtilen bir zaman… Bir cumartesi akşamı, her zamanki gibi gece yarısına kadar odamın ölgün ışığının huzuru içinde bir süre ders çalıştıktan sonra günlük planımı yaptım ve kafama göre takılmaya başladım. Teypte, çoğu zaman olduğu gibi Zeki Müren vardı, kalbimde Karanlıklar Kralı, önümde derdimi yüklediğim kâğıtlar, elimde yağ gibi kayan bir tükenmez kalem… Samanlı teksir kâğıtları ve üzerlerine teleme peyniri gibi dökülen mürekkep…

Yazabilmek için duyguların galeyana gelmesi, sükûnet, loş ışık, konuya göre seçilen müzik yönünden ortamın müsait olması da şart benim için. Biraz okumak ve bir süre düşüncelerimi toparlamak da öyle… Yine böyle bir hazırlık anında ansızın şimşekler çakmaya, hava korkunç gürültülerle bombardımana başladı! .. Nasıl korktum! .. Gök öyle bir gürledi ki ne gürleme! .. Aman Allah’ım! .. Felaket geliyor! ..

Devamını Oku
Onur Bilge

Onur BİLGE

Hemen hemen her akşam bir yerlerden silah sesleri geliyordu, geceler cinayetlere gebe, sabahlar ağıtlıydı. Öğle vakitlerinde cenaze alayları seyretmeye alışmıştık, sloganlar dinlemeye, intikam duygusuyla sıkılan ve yukarıya kalkan yumruklar görmeye… Evimiz Akademi’ye çok yakın olduğu için bulunduğumuz caddede çok olay yaşanıyordu. Geceleri silah sesleri gelmeye başlayınca, tüm ışıkları söndürüyor, pencere önlerinden uzaklaşıyor, sokak bekçilerinin düdüklerini duyuncaya kadar perdeyi aralayamıyorduk.

Çıkar odaklarının kışkırtmasıyla kardeş kardeşi vuruyordu. İlerde, çok büyük hatalar olduğu mutlaka anlaşılacak davranışlar sergileniyordu. Dökülen kanlarla, iktidarlar değişiyordu. Her iki taraftan kıyıma uğratılan Vatan evlatları asla geri gelmeyecekti!

Devamını Oku