Yaşamı arkadan vurmaya başladı sisli zulüm,
Soylu bir ulusa, soysuzlar getirdi yine ölüm,
Zalimin hırsı gözünü bürümüş öfkeli mi öfkeli!
İnsanlığından soğumuş pervasızlar sanki deli..
İçimizde büyüttük biz bu emperyalist niyetleri,
Çok sertti yaşam, düşlerimi döktü!
Geçmişin anıları ile nemlenen gözlerim yaşlarını döktü.
Aynalar insanın dışını gösterir, içini gizler.
Gourmont der ki; aşk ile evliliği karıştırmamalı,
Aşk yabani bir duygudur
Her yürekte yaşayamayan,
Kanunlar dışında yaşar,
İsyan ve ihtilal dağlarında yaşar aşk
Ne yapacağımı bilmediğim yıllarda büyümüşüm
Büyüdüğümü sandığım yıllarda
Büyümediğimi anladım
Zorluyordu hayat büyümeye
Aslında çok benzer hayatlar yaşasak da,
Günleri sayılıydı
Haddi zatında ham ervah biriydi
İçi çıfıt çarşısı gibi
Her gittiği yeri,
Dingonun ahırına çeviriyordu
Özlemin bir tarifi yok ki
Kimine göre sessizlik,
Kimine göre çaresizlik,
Biri de çıkıp demiyor ki; sensizlik
İnsan kendinden başka kimseyi sevmiyor ki,
Bağlamışlar seni bir bağa,
Boynuna takılmış ipin ucunda bir ağa
Ağandan cesaret alıp
Havlama cırbağa
Makam, mevki, yetki,
Zalimlerin zulmü can yakar,
Adalet adına kanun bakarsa,
Zulüm görenlerden biri de çıkar,
Bu zalim düzeni yıkar.
Hakikat denizinde yüzen gemi
Kelimeler ürettiği duygular kadar tılsımlı,
Kaygan ve cam gibiydi bakan gözler,
Zamanı donduran ve olduğu gibi ileri taşıyan,
Varlığı hapsetmiş anlardı fotoğraflar.
İnceliğine rağmen dayanıklı,
Neyi israf edersek
Onun yokluğunu mutlaka çekeriz
Zamanı,
Zamanı doğru kullanmazsak
Zamanım yok diye yakınmakla
Neyi telafi edebiliriz




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!