Sevgilisine hasret bir surat izi gibiydi,
Yeryüzünde bir ay gibi parlardı,
Aşktan hüzne düşmeden önceki hali
Damarlarımda kanım ters akmaya başladı
İçinde aşkın kanı dolaşıyordu
Bir yer daha var;
Her insan da temiz kalması gereken,
O yer niyettir.
Temiz olup olmadığını,
Bir yaratanın bir de o niyete bürünenin,
Dağ rüzgarları kekik kokusu getirdikçe burnuma
Dağ çiçeklerinin geniz yakan kokusu düşer aklıma
Öğlen güneşi bir portakal gibi
Gözükürdü gözlerime
Dağın tepesinden
Düş'ün kadarsın
Düşün bakalım
O kadar mısın?
Hele bir düş
Düştüğün yerde
Aşk cemresinin duygusu düştü mü yüreğe
İnsan gelecek zamanın
Beklentilerine ve huzursuzluğuna
Yenik düşer
Ne kadar sarıp sarmalasak da,
Rızkını bulabilmek için yürüyenlerin yolunda
Ekmeğini yürütenler yürüyordu
Sindirebilmek için
Yürüdükleri yollarda
Ekmeğini yürüttüklerini yürütmediklerinden
Yerin tersinden gönderilmiş mektuplarım,
Cevapsız kaldığı günden bugüne böyleyim,
Belli ki adresi belli olmayan yerlere nameler yazmışım,
Yüreğimi yine hasret makamı çaldı, kapındayım!
Denizde yelkeni yırtılmış bir tekne gibi,
İnsana yakışan duygu;
Aşkını, acısını, inancını, sevincini,
Gösterişsiz yaşamasıydı.
Acıma duygusu olsaydı;
Ölüm ses getirsin diye,
Tıka basa tüm hücrelerimde hissedercesine sevmemiş olmalıyım ki
Yüreğimden dökülenler ele veriyor beni,
Tıkılmışız hücrelerimize özgürlük sevdamız enkaz altında,
Yüzüme bakabilir misin?
Göz yaşlarımdan döküyorum seni
İplik söküğü kıvrımları dolanıyor ayaklarıma,
Ey yaralı bile kükreyen aslan,
Uyanacaksan uyan
Bakamıyorum artık kâbus gibi rüyalarıma.
Tohum düşmüş toprak,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!