Ev yaparken kum alırdık,
Seni dostumuz sanırdık.
Yıllar yılı geçtik senden,
En çok da buna yanıldık.
GÜNAYDIN
Günaydın bebeğim sana günaydın
Seni gördüm yine gözlerim aydın
Güzelliğin hoştur beni çok baydın
Günaydın bebeğim sana günaydın
Güz mü vurdu bağlarını köyüm
Kar mı düştü dağlarına gülüm
Sende benim gibi mahzunsun
Ben ellisinde, on beşinde gönlüm
Her yerin pınarlar, kocamış çınarlar
Hırsız
O büyük hırsızdı vatan satardı
Rüşvetle cebine para katardı
Kasa cüzdan koymaz hepsini yardı
Ben ağayım derdi hava atardı
Gitme dertli yarim bahar gelecek
Bahar gelecek de dertler dinecek
Akan göz yaşını dostlar silecek
Karınlar doyacak yüzler gülecek
Gelen kırbaçladı giden hep üzdü
Kuzugöbeği
Heyecanla baharı bekler mantar avcısı
Geç kalmadan Toroslara gitmek arzusu
Düşer yola katığı bir ekmek bir kap su
Karaman’dan ötelerde
Ermenek denen o yerde
Keçi güder tepelerde
Çobanını gördün mü hiç?
Halayda oyunda tek tek sekersin
Yapışır sabana, ekin ekersin
Güzel günler için ağaç dikersin
Azimli çalışkan Toros Güzeli
Şimdi bizim köylerde çiçekler açar,
Kuşlar yuva yapar; keklik, tavşan, önünden kaçar,
Her ağaç "Bende varım" der, kokular saçar,
Toroslar’da bahar bir başka güzel…
Çoban, keçi sürüsünü dağlara sürer,
Gülün güzeli Yasemin çiçeği
Aydınlatır ışıığıyla geceyi
Anlatılmaz söylesen tüm heceyi
Gülün güzeli Yasemin çiçeği
mahlas ustam çok güzel