Pancarlar sökülünce. yazıda hayat durur
Gül kokar, huzur verir evleri. konakları.
Buzlu pencerelere akşam güneşi vurur
Bir nebze dinlendirir, yaz boyu koşanları.
Dadaşın ocağında, toyunda esas konu
Rivayet sanma dostum, fizik kanunlarını
Lokasyonlara göre, ağırlıklar değişir.
Yolları kitap gibi detaylı okumalı
Görüntülerden gizli, farklı karakterler var
Nevi şahsına göre, değişir mi kurallar?
Beni hakir görme zalimin kızı
En güzel huyları sana giydirdim.
Kaleme aldığım ilk şarkımızı
Unuttum diyorsan çıkar giderim.
Hatırla gül şeni ey kaşı keman
Vaktiyle miralaya bir Arap tayı gelir
Yahudi bezirgandan bayramlık hediyedir.
İşinin erbabını vazifeye çağırtır:
‘’ Kartlaşır, gem vurulmaz,
Şu asabi beygirin, terbiye zamanıdır.’’
Bu civarda doğanlar, sürekli borçlu mudur?
Her kuşak ağaların emrinde çalışırdı.
Ekenekte bir taze, esir mi, suçlu mudur?
Koskoca küfesiyle, yaz boyu yük taşırdı.
İftihar belgesiyle satıldığından beri
Ah eskimeyen dostum, gizemli can yoldaşım
Acaba hangi şüphe takıldı ayağına?
Yalnızlık belasından vesveselere daldım
Sığındım ocağına
Dozunda telkinlerle avut beni Hümeyra.
Yüz haneden doksan beşi kapalı
Pas tutmuş antika kilitlerini.
Ocaklar sahipsiz, kırlar tapulu
İnsanı anlamak zor muhtar emmi.
Vakıflara çökmüş uyanık tipler
Beyaz adam giyince melanet hırkasını
Acaba meşru mudur gasp ve infaz yasası?
Entrikalardan uzak, günahsız kitlelere
Cennet'i müjdelerken Pavlus'un sefirleri
Vaziyet anlaşıldı
Görkemli ayinlerle silahjörler kutsandı.
Bu devirde az mıdır zanaat heveslisi?
Onca alet-edevat, her evin deposunda.
Ahali aramazdı mimarı, mühendisi
İşçisi, çırağıyla yeterdi Şevket Usta.
Her garibin halini suretinden okurdu
Sanki kalan ömrünü, kederden arındırmış
Genç yaşta bahçelerde, bağda harcanıyordu.
İpekli çaputlarla, bezlerle kandırılmış
Sığ pantolon, blue jean..
Şehirde başka biçim, Sofi’nin kızı Dudu.
Dehşet yazıyor.