Duman vurdu dağlarımı, yabancıyım bu şehirde
Parsellenmiş kaldırımlar, caddeler boyu koşturdum.
Çaldım bahçe kapısını, ah neyleyim kadim dostlar
Hele bakın şu halime, ses vermiyor fidan boylum.
Makul bir telaş yüzünde, kakül ince kaş üstünde
Her kuşak hevesle ilim öğrenir
Ezelden ekoldür milli tarzımız.
İş başında herkes el ele verir
Şevkle olur bizim bayramlarımız.
İster bahar olsun, ister zemheri
Nakte çevirdiğin antik liranın
Damgasında kusur bulan gördün mü?
Saltanatı yetmez kralın, şahın
Gençliğini geri alan gördün mü?
Yaşama tutkusu tatlı bir heves
Yokuş bitti, manzara hoş, romantik
Mantık çerçevesinde panorama.
Kanat çırpmak mı dersin?
Her insan fikirlerinin kölesidir aslında.
Ufku genişledikçe özgürleşir.
Literatür
''Cömertlikte ve yardım etmekte, akarsu gibi ol.''
.....................................HZ. Mevlana
Şu dere gürül gürül, bahara mı imrenir?
Karlı dağlardan inip, ovayı şenlendirir.
Gazellerden mustarip, bezenmiş mor güllerle
Ürkmesinden çekinir,, uzaktan seyrederdim
Yabani guvercine tek avuç bulgur verdim.
Gelip omzuma kondu, geze geze savuştu.
Balkondan, pencereden
Eksilmez uğultusu
Takılır kumrularla, değişti huyu suyu.
Ana rahmindeyken sığ kan pıhtısı
Genlerinde saklar kim olduğunu.
Can bulur cürmünde kemiği, kası
Doğarken de ağlar her insanoğlu.
Kesip alsalar da göbek bağını
NEREDE ÇOCUKLUĞUM?
Hani yarın bayramdı, çat kapı geldim anne
Doya doya uzansam dizlerine.
Suçumdan bahsetmezdin, ceza mıdır yokluğun?
Köyünden çıktığı gün, değiştirmiş adını.
Cefakar eşrafına, ilk aşkına mı küstür?
Sipariş koltuğundan kaldırmaz mabadını
Taht kurmuş Kaf Dağına, kral mı müdür müdür?
Her konuda muktedir, lafını ikiletmez
İşin erbabı rençper, hasat vaktini bilir
Beyhude koşturur mu?
Taneye göre kalbur, bulgura göre kevgir
Anızı yele verir, çuvala doldurur mu?
İnce ele sık doku, lafı süzgeçten geçir
Dehşet yazıyor.